27 Ekim 2008 Pazartesi

Fenerbahçe : 5 Bursaspor:2

Fenerbahçe'ye sihirli değnek değdi. Bu hafta Fenerbahçe ligin başından beri belkide ilk kez sahada mücadele eden bir takım görüntüsü verdi.

Bunda belliki kimi faktörler var , doğrusu maçtan birkaçgün önce yazdığım 15 maddelik şeylerin Fenerbahçe kulübü tarafından değerlendirilmeye başlanmış olması inanın bana ilginç geldi . Hatta neredeyse kendi kendime yönetimin benim sayfamı okuduğuna bile inandıracaktım . Herneyse bu iyimserlik bende kalsında , Fenerbahçe doğru yolu bulsun , Türkiye'de bir örnek olsun ve yıkıldı denilip , olur olmaz hedefler çizilen takım , küllerinden yeniden doğup istikrar bulsun , bundan sonra boş konuşanları susuturmuş ve belli kesimleri artık işkembeden sallamak yerine düşünerek fikir üretmeye sevk etsin.

Başkan'ın gerek divan kurulu , gerekse maç sonrası basın açıklaması ve en önemlisi bugün ilke kez yaptıkları ve bundan sonra yapacaklarını açıkladıkları basın toplantıları için , yönetimkurulu içinden iki genç ve vizyon sahibi , toplumca saygı gören iki yöneticiyi sözcü olarak belirlemesi çok yerinde bir haraket oldu . Ali Koç ve Şekip Mosturoğlu bu ilk sınavdan bence başarıyla geçtiler ve Fenerbahçe'ye rahat bir nefes aldırdılar .

Tabii ki Aragonnes'de ..
Doğrusu bu hafta neydi biliyormusunuz bana göre farkı yaratan : Yedek Kulübesi
Evet , Fenerbahçe bu hafta Bursa karşısında üstün ve etkili bir oyundan sonra ligin sükse yapan takımı Bursaspor'u rahatça yendi. Tabii ki bu skor ve silkelenmenin sebepleri çoktu . Belli ki yönetim birtakım gizli karalar almış ve bunu futbolcularlada paylaşmıştı . Uyarıyı alan ve Arsenal karşısında alınan hezimet skorun baskısını yaşayan futbolcular , biraz onur mücadeleside yaptılar . Başta Carlos bunlardan biriydi . Sonuçta erken gollerde skor konusunda belli bir rahatlık getirdi. Ancak şu varki beni takım sahaya çıkarken heyecanlandıran şey yedek kulübesiydi . Bu kez yedek kulübesinde : Deivid, Kazım, Vederson gibi 3 tane adam gibi adam vardı . Yanimaç kötüye giderse bu defa maça katkı yapabilecek oyuncuları vardı Fenerbahçe'nin yedekleri içinde ..

Ve birde Deivid'in Gözyaşları ...
Belliki Deivid bu takım tarafından çok sevilien , duygusal ve moral anlamında da takıma katkı yapabilecek bir oyuncuymuş , sanırımki kadrodaki varlığı ve maça girişi , seyircinin tepkisi , heleki golü ve en önemlisi gol sonrası göz yaşları doğrusunu söylemek gerekirse bir Fenerbahçe'li olarak uzun zman sonra beni duygusal anlamda ve ruh anlamında çok ehecanlandırdı. Bir futbolcu sahada gözyaşlarını dökerse Fenerbahçe taraftarı bunu çok iyi anlar ve asla unutmaz ! Deivid bekide bu sene eksik olan birşeyleri kattı Fenerbahçe'ye bu maçta . Umarım bu iyimser ve umut dolu gelişmeler Fenebahçe'yi bundan sonra başarıya taşır . Deivid'in Vederson'un ilerde tecrübesiyle katılacak Tümer'in katkıları , Semih, Güiza, Alex , Josico, Carlos , Edu , Lugano, Gökhan ve Kazım gibi oyuncuların bir vites yükselterek oynamaları Fenerbahçe'yi ligde önemli yerlere taşıyacaktır . Bu arada bu maçtaki performansından dolayı Josico'yu da ayrıca beğendiğimi belirtmek isterim .

Gerçi bu iyimserlik Türkiye'de çok tehlikeli . Bu hafta 5 gol atan Fenerbahçe'nin Eskişehir'de alacağı kötü bir onu yine kaosa sokabilir, Galatasaray maçı bu devrenin en krtik maçı olacaktır . Orada alacağı galibiyet belki Fenerbahçe2yi düzlüğe çıkarabilir .

Bu şunuda kanılar ki 2 hafta öncesine kadar Skibbe'yi GS'dan gönderen futbol otoriteleri Trabzon ve Olimpiakos maçlarından sonra Eskişehir'de alınan 4-2 mağlubiyetten sonra yerin dibine batırılması ve Skibbe'in yine tartışılması heleki Olimpiakos maçı sonrası verlien güvenden sonra yeniden asılması çok ilginç.

Şu da bir gerçek Fenerbahçe şu anda lder takımın 5 galibiyet aldığı ligde 4 galibiyete ulaştı lider ile puan farkını 6 ya indirdi . Ben Fenerbahçe'li futbolcuların özellikle sakatlık yaşamadıkları sürece ilk yarı bitene kadar ligde 2.liğe kadar yükseleceğine ve ikinci yarıda yapılacak kaliteli transferlelerle yedek kulübesinin ve takımın güçlendirilmesi ile iknci yarı dahada gçlü ligde etkili olacağına inanıyorum. Umarım herkes buna inanır.

İstikrar ve güvenli geleceklere ...

Fenerbahçe : 5 Bursaspor :2

HAKEMLER: Tolga Özkalfa , Baki Tuncay Akkın , Nihat mızrak

STAT: Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu

FENERBAHÇE: Volkan Demirel , Gökhan , Lugano , Edu Roberto Carlos , Semih (Deivid dk. 77), Josico (Ali dk. 63), Selçuk , Uğur Boral , Alex (Maldonado dk 85), Guiza

BURSASPOR: Ivancov , Veli , Ömer , Serdar , Bekir , Mustafa Sarp , Yusuf , Mustafa Keçeli , Gökhan Güleç (Zuniga dk 53), Romashchenko (Melo dk 66), Sercan (Rodrigues dk. 58 )

GOLLER: Lugano (dk. 6), Uğur Boral (dk 50), Edu (dk. 57), Ale (dk. 75) Deivid (90+2) (Fenerbahçe) Rodrigues (dk. 80), Bekir Ozan (dk 88) (Bursaspor)

SARI KARTLAR: Ale, Edu, Selçuk (Fenerbahçe) Zuniga (Bursaspor)

KIRMIZI KART: Selçuk (dk 82)

24 Ekim 2008 Cuma

Eduardo Galeano ile Sohbet

Eduardo Galeano ile Sohbet
(*)Aslı Pelit ( Açık Radyo )
20/03/2007

Aslı Pelit: Siz Türkiye’de tanınan nadir Latin Amerikalılardan birisiniz, diğerleri genelde futbolcular. Biliyoruz ki siz de küçükken futbolcu olmak istemişsiniz. Yakın bir zamanda çıkan kitaplarınızdan birisini de sırf bu konuya ayırmışsınız: Güneşte ve Gölgede Futbol. Bize Latin Amerika’daki futbol tutkusunu anlatır mısınız?

Eduardo Galeano: Bu Uruguay kimliğinin sembollerinden bir tanesi. Uruguaylı bebekler, doğdukları anda “GOOL!” diye bağırırlar. Uruguaylı bir bebek, annesinin bacakları arasından çıkarken “GOOOL!” diye bağırır. O yüzden doğumhaneler çok gürültülüdür. Doğumhanelerin yanından geçerken fark edersin gürültüyü, bütün bebekler “GOOL!” diye bağırır. Zamanla, çok az çocuk “GOOL!” diye bağırma şansına sahip olur. Benim de trajedim bu oldu. Çok kötü bir oyuncuydum, tahtadan bir bacağım vardı sanki! O yüzden de başka çarem kalmadı, ayağımın yapamadığını elimle yapmaya çalıştım. Bu yüzden futbol üzerine bir kitap yazdım!


AP: Kitabınızda entelektüelleri eleştiriyorsunuz, bu futbol kültürünü hor gördükleri için. Neden eleştiriyorlar?

EG: Bu bir gelenek, sınırları olmayan, evrensel bir entelektüel geleneği. Sol görüşlü entelektüellere göre halk, futbol yüzünden düşünmüyor. Sağ görüşlü entelektüellere göre ise, futbol örneği gösteriyor ki, halk düşünüyor ama sadece ayakları ile, kafaları ile değil. Değişik açılardan olaya bakan insanlar, futbolu, popüler bir tutku olarak ele alıyorlar. Bence, kibirlerinden. Bir çok entelektüel var ki, insanlığı seviyorlar ama insanlara paye vermiyorlar. Ve de hangi tutkunun doğru hangisinin yanlış olabileceğine karar verme hakkını kendilerinden görüyorlar.
...
(*) Açık Radyo adına yapılan röportajın ilgil bölümünden alıntılanmıştır .

23 Ekim 2008 Perşembe

Fenerbahçe için tespit ve çözüm önerileri

Fenerbahçe'de olması gerekenler üzerine iyi niyetli dilek, istek ve yorumlar .
1- Başkan ve yönetim kurulunun derhal strataji ve diplomasi konusunda uzman , toplumca da saygı gören bir yönetim kurulu üyesi ve sözcüsü belirleyip , yönetimin topluma yönelik yüzünü ve mesajlarını oluşturacak bir kişi seçmesi gerekmektedir . Bu kişi bir profosyonelde olabilir . ( Akla Rıdvan gelmesin l , çünkü diplomasi dili mutlaka olmalı )
2- Başkan , Teknik Direktör ve 1. numarada ki tarife uygun kişi , bir araya gelip , içten samimi ve gerçektenten çözüm odaklı bir toplantı düzenlemeli . Bu toplantı gizli olmalı ve deşifre edilecek bir durum yaratmamalı . Bu 3 kişi takımın 3 ortağı olduklarını ve ortak hedeflerinin başarı olduğunu ve herkesin sorumluluk alanında çalışmasına devam etmesini , diğerlerininde istenilecek desteği birbilerine sağlayacaklarına kendi kendilerine söz vermeliler .
3- Dünyada ki tüm örneklerinde görüldüğü üzeri , bir takımın başarılı olması için en öncelikli yapılması gereken şey Teknik Direktör konusundaki istikrardır . Başkan bu defa aynı yanlışı yapmamalıdır . Aragonnes mutlaka görevinin başında kalmalı , yukarıda bahsettiğimiz destek ona sağlanmalı ve yardımcı olunmalıdır . Yanlış olan T.D değil , ona verilen kadronun kalitesi ve yeterliliği olduğu açıkça söylenmelidir .
4- Teknik direktöre verilen güven , 2. nolu tarifteki kişi tarafından kamuoyuna çok açık bir şekilde izah edilmeli ve bu destek tavır davranış ve eylemlerle desteklenmelidir . Bu konuda ortak basın toplantısı yanı sıra sosyal toplantılar ve yemekler düzenlenmeli camia ve medyaya bu konuda mesaj net olarak verilmelidir
5- İlgili kişi ve teknik direktör ortak olarak tüm futbolcularla tek tek görüşme yapmalı , herbirinin ayrı ayrı hertürlü özellikleri masada açıkça yer almalı , sonuçta onlardan beklenenler konusu net olarak ifade edilmeli, takdir edilen ve eleştirilen yönleri vurgulanmalı , yanlış görülen konularda süre verilerek düzeltmeleri istenmeli, aksi halde kesin olarak yolların ayrılacağı dekalare edilmeli .
6- Takım içinde sorunlu olan veya bugüne kadar performansını kanıtlayamayan ya da düzeni bozduğu düşünülen oyuncular varsa hemen kadro dışı bırakılmalı ve bu kamuoyuna sert bir biçimde değil , bir gereklilik , bir tedbir ve bir düzen uğruna , disiplin uğruna yapıldığı anlaşılacak şekilde açıklanmalı . Burada isimlerin geçmişlerine bakılmamalı ... Gerkirse Carlos, Alex ya da Emre hiç farketmemeli ...
7- Yedek kulübesinde yer alan yaşları oldukça genç olan oyuncuların neden bunca şans bulmalarına rağmen hiçbir gelişme kaydetmemiş biçimde , isteksiz ve motivasyonları düşük bir şekilde oynadıkları mutlaka tespit edilmeli . Yetersiz olanlar belirlenmeli ve ilk transfer döneminde takımla yolları ayrılmalı . Mutlaka kaliteli bir yedek kulübesi oluşturulmalı.
8- Altyapı takımlarının tüm teknik direktörleri ve Aragonnes ile her hafta mutlaka ortak bir toplantı yapılması sağlanmalı takımlar arası kooridinasyon ve temas sağlanmalı...
9 - Altyapı takımlarının FB A takımının antrenmanlarını seyretme şanslarının yaratılması sağlanmalı .
10- Oyuncuların mutlaka belli aralıklarla sosyal etkinliklere katılmaları sağlanmalı ve taraftarlarla teması için kulüp kontrolünde etkinlikler düzenlenmeli .
11- Her hafta düzenli olarak takımın durumu hakkında tüm medyaya açık basın toplantısı düzenlenmeli ( T.D , Yönetici ve Bir futbolcunun katılımı ile ...)
12- Mutlaka bir Scout ( Futbolcu takip eden profosyonel kişi) kadrosu kurulmalı , ya da bu işi yapan scoutlar ile dünyanın hertarafında anlaşmalar imzalanmalı . Herhangi bir mevkiide yaşanacak bir oyuncu ihtiyacı olduğunda aylarca 1 oyuncu peşinde koşup o olmadı diye 3. yedeğini almak yerine daha ilk gün elinde en az 5 ismin olup seçim şansının olacağı düzene geçilmeli .
13 - Alt ligde mutlak bir takımla mutlaka rezerv takım anlaşması yapılmalı , trasfer etmek istediğin , kadro fazlası ya da genç oyuncuların burada takip edilmesi sağlanmalı .
14 - Gelecek transfer dönemi başlamadan mutlaka takımın ihtiyacı olan mevkilere yönelik oyuncuların belirlenmiş olması hatta mümkünse anlaşmaların sağlanmış olacağı bir düzene geçilmesi , tesadüfü ve sistem dışı transfer dönemine son verilmesi sağlanmalı . Aynı şey gönderilecek oyuncular ve onlara uygun - satılması gerekiyorsa- takımların bulunması için çalışma yapılması . ( Kezman örneği gibi , satmak ve kurtulmak için cabalamak yerine , satacak takımı önceden bulup , gönderip yerine hemen portföyündeki oyuncu ile sözleşme imzalanacak yapının kurulması .)
15 - Fenerbahçe'nin çok kalabalık gruplarca ve gönülden desteklenen bir sosyal yapı olduğu göz ardı edilmeden , taraftar , yandaş,seyirci , müşteri vb kavramların çok ciddi bir çalışma ile değerlendirilerek , hiçbir tereddüte yer bırakmayacak şekilde bir gerçek Fenerbahçelilik yapısının oluşturulması için toplumsal projeler geliştirilmesi üzerine çalışmalar yapılması .
Sonuç olarak , Fenerbahçe büyük bir güçtür hem de her açıdan , bazı çözüm önerileri maddi bir güç gerektirebilir ama bunların FB'de fazlasıyla var olduğu ve karşılanabileceğini düşünüyorum , asıl sorun olanın zihniyet ve mentalite olduğunu ve bu zincilerin kırılarak gerçekten zihinsel , düşünsel ve eylem bazında bir devrim yapılarak bir öncülük yapılması gerektiğine inanıyorum . Heryıl en ufak bir rüzgarda ya da üflendiğinde yıkılacak kağıttan evler ya da gemilerle bu oyunu oynamanın hiçbir manası olmadığına inanıyorum .
Geçen yılkı hislerle bu yıl şu anda yaşanan hisler arasında insanlardaki duygu farklılıkları herşeyi kolayca açıklar sanırım demek istediklerimin anlaşılması adına .
Herzaman başarı gelmeyebilir , ama herzaman istikrarlı , dengeli , akıllı ve ilkeli olunabilir her ne sonuç olursa olsun , sonuçlar heran değişebilir ama diğerleri hep ileriye götürür bizleri...
Herkese başarılar .
Şeref Solmazer
Futbol Dilencileri
23 Ekim 2008

Fenerbahçe'ye Mektup

Sevgili Fenerbahçe ,

Senin şu durumuna bakıp da öyle hüzünlü hüzünlü ağlayanları gördükçe inan senden çok onlar için içim(!) parçalanıyor . Sen 100 yıllık efsane geçmişinle bu zorgünlerin üstesinden gelebileceksin ama bu tramvaya kapılanların tedavilerinin nasıl olacağını doğrusu kestiremiyorum .

Yinede senin bu rahatsızlığına dair kendimce birkaç küçük tespit ve tavsiyemi müsade edersen ben de seninle paylaşmak istiyorum .

1 - Öncelikle mücadele ettiğimiz kulavarların seni yönetenler tarafından iyi özümsenmiş olması gerektiğini düşünüyorum . Bu yüzden sana elbise ( urba) alırken , hangi platformda bu kıyafeti giyeceğini bilmiş olmaları gerekirdi , senin hangi şartlarda yaşam mücadelesi vereceğini ve sağlam giyinip hastalanmaman gerektiğini bilmeleri gerekirdi . Bunu bildiklerinden , ya da mücadele ortamını algıladıklarından emin değilim . Bunlar eski elbislerle hatta birkaçşeyin eskimiş bile olduğunu düşünüp atarak bile hastalık kapmadan yaşanabileceğini sandılar



2 - Doktor konusuna gelince ; Doktor elinde sihirli değneği olan bir olağandışı güçlere sahip bir adam ya da sihirbaz değildir . Doktor bir bilim adamıdır ve bilimin gerektiği düzeyde çalışmalarını yapar , ama ülkemizde ilime ve bilime verilen önemin nekadar olduğunu hepimiz biliyoruz . Bu yüzden hala bir doktoru , büyücü ya da sihirbaz zannetme cehaletine kapılabiliryoruz . Seni geleceğe sağlıklı hazırlayabilecek doktorun bir tedavi kürü uygulamak için zaman ihtiyacı olduğunu kabul etmiyoruz . Doktoruda sihirbaz olmaya zorlayarak ayrıca tabirimi maruz görün " manyak ediyoruz" ! Ayrıca senintüm ruh halini çözmüş tüm fiziksel özelliklerini öğrenmiş ve seni sağlıklı hale getirmiş eski doktorlarına neden hep benzer muameleler yapılarak kovulduklarınıda ayrıca burada sorgulamak da istemiyorum . Bilmem anlatabildim mi ?



3- Gerçek dostla sahte olanın ayırt edilmesi olayı : İşler yolundayken yanında olan yığınlar yerine , herzman seni gönülden destekleyenler arasındaki farkı iyi özümsemek . Özelliklede hainlere karşı hazırlıklı olmak gerekliliği . Sen Fenerbahçe'sin , sana omuzlarındaki yükü veren de o yüke karşı gücü verende damarladındaki asil kanı veren de milyonlarca yandaşındır ve muhtaç olduğun güç ve kuvvet de işte o damarlarında akan asil kanda mevcuttur . Ulu Önderimiz Atatürk'ün dediği gibi ...

4- Hayat daima sevince ve sevilince güzel , herne olursa olsun sen sevmeye ve sevilmeye devam edeceksin . Rahat , mutlu , huzurlu ve daima başarılı günler dileklerimle sevgili FENERBAHÇE !

Şeref Solmazer

Ş.L'de normal sonuç Fenerbahçe : 2 Arsenal : 5

Fenerbahçe İngiliz Gazetecilerin bile atıfta bulunarak manşete taşıdıkları önemli bir prestijini bu maçla maalesef kaybetmiş oldu . " No Way Out Kadıköy" , Burası Kadıköy , buradan çıkış yok ! Şimdilik tarihe karıştı . Ama bu tür rekorlar yıkılmak içindir ve futbol bu yüzden güzeldir . Manu , Chealsea'dan sonra bir başka devi yenememek üzücü tabi orasıda ayrı ...
3. Maçlar sonunda FB evinde oynadığı ikimaçtan 1 puan alarak büyük olasılıkla Ş.L'ne bu yıl veda edecek gibi görünüyor , eğer deplasmanda Arsenal'den puan çıkarabilecek bir mucize yaşanmazsa . Dolayısı ile bundan sonraki hedefin Porto ile içeride oynama avantajını kullanarak stratejinin grupta 3. olarak UEFA 'ya kalmak şeklinde olması gerekir diye düşünmekteyim . Bu yüzden durumu daha aklıselim değerlendirmek lazım .
FB'nin bu yöndeki yorum ve değerlendirmesi bir sonraki yazıda yerlacaktır .
Bu maça dair söylenecek tek şey , maçın sonucunun takımlar , form durumları ve oynadıkları futbol değerlendirildiğinde normal olduğudur . Hatta 7 golün atıldığı veya izlendiği zevkli bir mücadele olarak bile değerlendirilebilir .
Fenerbahçe'nin biran önce yönetim , teknik kadro ama hepsinden önemlisi ve öncesi futbolcular bazından kendine çekidüzen vermesi gerektiğini ve sorumluluklarını yerlerine getirmeleri gerektiğini düşünüyor , önümüzdeki maçlar için başarılar diliyorum .
Şeref Solmazer
Futbol Dilencileri
23 Ekim 2008 - İstanbul



FENERBAHÇE : 2 ARSENAL : 5

STAT: FB Şükrü Saracoğlu
HAKEMLER: Peter Fröjdfeldt, Henrik Andren, Magnus Sjöblom (İsveç)

FENERBAHÇE: Volkan Demirel, Gökhan(Burak Yılmaz dk. 79), Edu, Lugano, Roberto Carlos, Maldonado(Ali Bilgin dk. 52), Selçuk, Uğur, Alex, Semih, Güiza YEDEKLER: Volkan Babacan, Yasin, Josico, Gürhan, İlhan Parlak
TEKNİK DİREKTÖR: Luis Aragones

ARSENAL: Almunia, Eboue, Song, Silvestre, Clichy, Walcott(Djourou dk. 84), Fabregas, Diaby(Ramsey dk. 73), Denilson, Nasri, Adebayor(Vela dk. 86)
YEDEKLER: Fabianski, Bendtner, Gibbs, Van Persie
TEKNİK DİREKTÖR: Arsene Wenger

GOLLER: Adebayor (dk. 10), Walcott (dk. 11), Silvestre (dk. 19 K.K.), Diaby (dk. 21), Song (dk. 49), Guiza (dk. 78), Ramsey (90+4)
SARI KARTLAR: Song, Diaby (Arsenal), Selçuk, Lugano, Semih (Fenerbahçe)

Kocaeli : 2 Fenerbahçe : 3

Kocaeli : 2 Fenerbahçe : 3

STAT: İzmit İsmetpaşa
HAKEMLER: Bülent Yıldırım, Selçuk Kaya, Muhittin Gürses
KOCAELİSPOR: Serdar Kulbilge, Bülent, Tolga, Tutoric, Volkan, Musa(dk. 90+4 Murat Hacıoğlu), Kemal, Serdar, Semavi, Taner, Serhat( dk. 46 Fransercio) (dk 59 Jestroviç)

TEKNİK DİREKTÖR: Yılmaz Vural

FENERBAHÇE: Volkan, Önder(dk. 46 Ali Bilgin) Lugano, Edu, R.Carlos, Kazım(dk. 55 Gürhan), Selçuk, Alex, Uğur Boral(dk. 69 Deniz) Semih, Guiza

TEKNİK DİREKTÖR: Luis Anagones

GOLLER: Taner (dk. 22), Guiza (dk. 64), Uğur Boral (dk. 67) Jestroviç (dk. 77) Semih (dk. 90+6)
SARI KARTLAR: Lugano, Semih, Alex, Edu, Ali Bilgin (Fenerbahçe), Tolga, Semavi, Musa, Serdar Kulbilge (Kocaelispor)

17 Ekim 2008 Cuma

Yiyin Ağalar , Yiyin Beyler

Futbol'un yerine göre toplumların afyonu olarak kullanıldığını hepimiz biliriz . Ama nekadar çabalasakta bazen o afyonu almadan da yapamayız . Tabi bunu bilenlerde bu işin nekadar değerli ve önemli olduğunu ve bu vazgeçilmez tutukunun asla gündemden düşmemesi içinde bu yolda ne fedakarlık (!) gerekiyorsa yapmaktan kaçınmazlar .

Bu kendilerini toplumun gönüllü (!) eczacıları gören iyiliksever (!) toplum gönülleri ( !) bu amaç uğrunda ellerinden geleni yaparlar .

Fatih Terim ve TFF arasında aşağıda basından alıntısıda yer alan son gelişmede bu uğurda bir reçete olarak değerlendirlmemlidir sevgili toplumuzucada . Düşünülmemeli tartışılmamalı verilen ilaç hiç düşünmeden içilmelidir (!) . Kardeşim bu ülkede açlık sınırı rakamları kaç para ? Asgari ücret kaçpara ? Bu reçetelrle hasta yaşar mı ? diyede düşünmeden , demeliler ki demeleri beklenir ki " Fatih Terim megolamandır , mangalda kül bırakmaz , ağzıda bol laf yapar , milliyetçidir , ülkesini de çok sever , zaten en büyük başarılarda tek(!) onun döneminde yaşanmıştır . Dünya üçüncülüğü , 2000 Avrupa çeyrek finaleri tamamen tesadüftür, tek planlı başarılar F.T ile kaznılmıştır . " Bu yüzden de hocaya herşey feda olsun , alacağı " AYLIK " " 220 .000 YTL" de FEDA OLSUN (!)

Maşallah , maşallah ...


Yiyin ağalar , yiyin beyler

İçin , için

Uyuyun uyuyun !


Yada siz çok bilmişler " yediğimizi ve uyuduğumuzu sanın "


!





Futbol Dilencileri


Ekim 2008


Bir dipnot: Türkiye'nin çok bilmiş tüm yorumcuları bu noktaya takılmanın ve Fatih Terim'in diğer hocalarla kıyaslandığında aldığı paranın çok olmadığını beliterek, takılmasını abartılı ve anlamsız bulduklarını belirten , hocayı destekleyici yorumlar yaptılar . Yaptıkları yorumlar kağıt üzerinde doğru olabilir ama anlamadıkları başka noktalar var ve o noktalara değinmede 3 maymunu oynamaya devam ettikleri müddetçede asla bu eleştirilerin kaynağını anlayamayacaklardır . Bilgin Gökberk bir GS'li olarak bu duruma en aklı selim mantığı getirdi ve en azından bunu anlayabildiğini kanıtladı . Yapmayın Allah aşkına ulema yorumcular ! Burada mevzu bahis olan konu bu paranın kime , hangi tür bir kişiliğe ödendiği ve bu kişiliğin topluma verdiği histtir . Yani model eleştirilmektedir , herşeyi ile , itici unsurların ayyuka çıkması ile , yoksa adı geçen kişi belkide ikili ilişkilerde normal bir insan olabilir , mesele bu değildir . Mesele ULUSAL TAKIM bu ülkenin takımıdır ve ülkeyi temsil etmektedir . Başındaki kişilerinde bu özellikleri yansıtmaları gerekmektedir . Ha burada buna evet de diyenler çıkabilir, bizim özelliklerimizi yansıtıyor bu zihniyet diyeblirler ki destekledikleri için öyle olduklarını kabul ediyorum, ama ben EVET demiyorum ve o yüzden hem parayı hem zihniyeti eleştiriyorum ve onlardan olmadığımı söylüyorum , ya da BİZ söylüyoruz . Sonuç şu : Bu ülkede F.T ve zihniyetini sevmeyen ve karşısında olan bir BİZ grubu da var , kör müsünüz ? Yoksa işinize mi gelmiyor .
Avukatlık yapılacağına , özeleştiri, sorgulama ve özür gibi erdemlere sahip olunması yönünde yorumları bekliyoruz ilgililerden , yorumculardan , muhataplardan ...
Saygılarımızla,
Futbol Dilencileri

6 Ekim 2008 Pazartesi

Fenerbahçe Maçları ve genel bir değerlendirme

Fenerbahçe bu sene efsane (!) bir başlangıç yaptı gerçektende sezona . 6 lig maçında 4 mağlubiyet ve sonuncusunda kendi evinde Kayserispor'dan alınan 1-4'lük hezimet . Yine kendi evinde Ş.Liginde oynadığı kişiliksiz ve son derece etkisiz futbol ile alınan 0-0'lık sıfır bir sonuç daha ...

Doğrusu bunu anlamakta zorlanıyoruz diyebileceğimiz gibi , sebeplerinin çok açık ortada olan şeyler olduğunuda görebiliriz .

Bana göre Fenerbahçe'yi şu ana kadar etkileyen en önemli etkenler ve başlıklara göre kritiklerim şöyle ;

Başkan : Başkan , isim olarak aynı başkan , birkaç yıl öncesine kadar tek başına herkese karşı olan başkan sonunda onu asacak olanların başına dahi geçmeyi başardı , Kulüpler Biliğine bile başkan oldu . Federasyonla ilişkilerini düzeltti , kamuoyu önünde çok fazla tartışılmıyor , imajını ve üslubunu biraz yumuşattı ancak bu sanırım onda farklı bir algılam yarattı , tüm bu başarılarının yanında kimseye gerek kalmadan futbol takımınıda kuracağını düşündü ve düşündüğü şeylerin en doğru ve stratejik gerçekler olduğuna inandı . Ancak maalesef bu yaklaşımı bu sene başı itibari ile büyük bir hüsrana doğru yol alıyor .

Transfer : Bence bu yılki transferler % 60 itibari ile hüsran . %30 luk pozitif etkide Güiza'nın cansı perane oynayışından kaynaklanıyor . Yine başkan bir önceki teknik direktör seçiminde olduğu gibi , takımın başındaki hocayı büyük bir turnuva yılında ve turnuva biterken ve takımların sezon açılışları başlamış ve transferlerin sonuna yaklaşıldığı dönemde belirleyerek , takımı ve transfer ettiği teknik direktörü sıkıntıya sokmuştur . Zico'da ilk sezonunda D.Kiev'e karşı Ş.L'den elenmiş , ancak kendi isteğiyle Deivid2i transfer edebilmişti . Tıpkı Aragonnes ve Güiza yada Josico gibi . Yine transferde kaybedilen oyuncular yerine alınan adamların durumu son derece tartışmaya açık ve maalesef bence yetersizdir . Marco Aurelio gibi bir adamı küçük hesaplar yüzünden kaybedip , yerine müzmin sakat ve F.T el yapımı ürünü , spor camiası tarafından neredeyse hiç sevilmeyen Emre'yi transfer etmek bence hatadır . Ayrıca Emre geldiği takımlarda sürekli istikrarsız olmuş bir oyuncuyken ( Geçen yıl 6 , ondan önceki yıl 25, ondan önce 19, ondan önce 15 maç ilk 11 oynamıştır .) ... Burak Deivid'in sakatlığından dolayı apartopar alınmış Beşiktaş'ta dikiş tutturamamış bir oyuncudur . Kemal , Appiah ve Marco gibi o bölgenin oyuncuları giderken gelenler Emre ve Josico olmuştur . Birtek olumlu haraket uyumsuzluk yaşayan Kezman Güiza değişliği diyebiliriz . Tümer'in de askerlik sorunu çöüzlüp kadroya katılması da ne derece etkin bir olaydır oda bilinmez . Josico'da bu arada geçen sene 18 ondan önceki yıl 22 maç oynamış toplamda.

Teknik Direktör: Zico , genelde aynı dili ve kültürü paylaştığı oyuncuları ve mizacı ile sonderece sıcak , içten ,samimi, mütevazi bir adam olarak , üzerine yüklenen baskıyı hem kolayca tölere edebilen , hemde bu baskıdan oyuncularını uzaklaştıran bir adamdı . Aragonnes aldığı yüksek ücrete istinaden bence hiç araştırma yapmadan ve takımı tanımadan transferlerden habersiz ve kendi oyun anlayışına uygun kadro olup olmadığına bakmadan geldi ülkemize , ve bugüne kadar hazırlık süresince takımını çalıştımasında güya övgü dolu sözlere rağmen resmi maçlarda özelliklede zor maçlarda son derece başarısız bir tablo ortaya koydu . Avrupa şampiyonu prestiji şu sıralar ciddi olarak sarsılıyor . Başkan henüz hocamınızn arkasındayız demedi , dediği gün biletinin kesileceği aşikar

Kadro : Kadro yapılan transferler neticesinde bence zayıfladı . Geçen yıl ki başarılı takımın en büyük silahı Deivid'in ve Marco'nun yoklukları FB ortasahasının dolayısıyla takımın çökmesini sağladı . Sakatlıklar sebebiyle yedek kadroda yer alan oyuncuların performansları tamamen bir düş kırıklığı yaratacak gerçekliktedir . Maçlarda yedek kadrosuna bakınca , Gürhan, Mert, Burak , Ali Bilgin , Can , Yasşn isimlerine bakınca tablo gerçeğiyle ortaya çıkıyor !

Sakatlıklar : Bende bu yılki kötü performansın en büyük sıkıntısı aslında sakatlıklar . Deivid'in kritik sakatlığı , Vederson'un , Gökhan Gönül'ün , Lugano ve Edu'nun sakatlıkları , Semih'in , Deniz'in sakatlıkları ve son maçta Alex 'in yoklukları sonuçları açısından vahim maçlarda FB 'ye önemli zafiyetler yarattı . Müzmin sakat Emre'yide ekleyelim tabi ... Ancak hertakımda sakatlık olabilir . FB takımının en az oynayacak oyuncular kalitesinde yedeklerinin de olması gerekir

Rehabilitasyon ve Mental destek : Oyuncu sakatlıklarının geçenyıldan buyana devam etmesi ve çok sıklıkla yaşanması ve tedavi süreçlerinin uzunluğu bu konuda ki zafiyeti ya da soru işratinide akla getirmektedir .

Taraftar: Taraftarların bir kısmının bu sene düğmelerine basıldı , sanırım birileri Aziz Yıldırım2ı tahtından indirmeye çalışıyor . Başarısız sonuçlarda bu konuda ki taraflara avantaj sağlıyor , aklıselim taraftarında bu rüzgara kapılmaması biraz zor , bu sonuçlar gelmeye devam ederse heleki de ...

Medya : Medya için en büyük tartışma konusu olan FB'nin bu seneki durumu bence biraz sürpriz oldu . Bunu onlarda beklemiyordu . Ama bu şekilde giderse bu senenin onlar için hiç iyi gitmeyeceği muhakkak . FB'nin iddiasını yitirdiği bir sezonda , gerek gazete gerekse de TV ekranlarındaki bolca geyikli programların izlenme oranlarının yerlerde sürüneceği muhakkak .

Bakalım tüm bu unsurlarla beraber FB ileriki günlerde özellikle de sakatlarının iyileşmesi ile neler yapacak . Ben takımın biraz daha toparlanacağını ama çok üstün işler yapabileceğine pek inanamıyorum . Tabii ki ALEX sinirlenmez ise ...

Aşağıda devre arasında ki transfer dönemine kadar FB'nin lig ve zor Ş.L maçları için dşündüğüm kadro örnekleride yer almaktadır .

Lig'de

Volkan Babacan

Gökhan (Önder), Edu , Lugano , Carlos (Vederson)

Deivid - Deniz ( Maldonado ya da Emre veya Selçuk ) , Alex , Tümer (Uğur )

Güiza , Semih

Ş.L de

Volkan
Gökhan (Önder) , Edu , Lugano , Carlos
Deivid , Maldonado ( Emre ya da Selçuk ), Deniz ,Tümer
Alex
Güiza ( Semih )

(Lig) Fenerbahçe :1 Kayserispor : 4

Stat: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu
Hakemler: Halis Özkahya, Erdinç Sezertam, Serkan Gençerler
Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan(Dk. 39 Yasin), Edu, Önder, Roberto Carlos, Kazım, Selçuk, Maldonado(Dk. 45 Deniz), Uğur, Emre(Dk. 42 İlhan), Guiza
Kayserispor: Souleymanou, Durmuş, Ali, Eren, Bilal, Mehmet Topuz, Saidou, Ragıp(Dk. 90 Escobar), Mehmet Eren Boyraz, Aghahowa(Dk. 89 Cangele), Turgay(Dk. 82 Abdullah)
Goller: Dk. 21, Dk. 42 ve Dk. 74 Aghahowa, Dk. 63 Turgay (Kayserispor), Dk. 58 Roberto Carlos (Penaltı) (Fenerbahçe)
Sarı kartlar: Dk. 64 Uğur (Fenerbahçe), Dk. 64 Turgay (Kayserispor)

Şampiyonlar Ligi

Fenerbahçe : 0 Dinomo Kiev : 0

HAKEMLER: Thomas Enwaller , Roland Heim , Norbert Schwab .

STAT: Şükrü Saracoğlu Stadı

FENERBAHÇE: Volkan Demirel, Lugano, Roberto Carlos , Edu , Selçuk, Maldonado, Gökhan , Emre (Uğur dk. 85) Kazım , Ale (Burak dk. 77), Guiza

DİNAMO KİEV: Bogush, Betao, Ghioane, Vukojeviç, Diakhate , Mikhalik , El Kaddouri (Nesmachniy dk. 62 ), Ninkoviç , Aliyev (Asatiani dk. 89), Bangoura (Shatskikh dk. 46 ), Eremenko

SARI KARTLAR: Roberto Carlos, Kazım, Selçuk (Fenerbahçe), El Kaddouri, Bogush (Dinamo Kiev)


Tuhaf

6 haftadır kendimce bile yorum yapmıyorum ama artık dayanamayacağım.

Bu oyuncuları geçen sene Ş.L’de, dört ay önce Avrupa Şampiyonası’nda izlememiş olsak gelinen rezilliği başka türlü yorumlarız.

Geçen Salı Kiev maçında, bu sezon ilk kez stada gittim. Oynanan futbolu canlı gördükten sonra dün akşam maça gitmek istemedi canım.

Benim gördüğüm kadarıyla, Aragones oyuncuları paralize etmiş. Kimse ne oynadığının, hocanın ne beklediğinin, ne yapması gerektiğinin falan farkında değil.

Bunun dışında; Orta sahamızı Selçuk - Maldonado ikilisine mahkum edenlere de saygılarımı(!) sunuyorum (!)...

Alex – Deivid – Lugano - Semih olmadığında Fener bir şeye benzemiyor.

Tuncay, Appiah, Ümit Özat ve Aurelio ayarında oyuncumuz yok.

Başkanımız özel hayranlık beslediği Tümer, Carlos ve Emre gibi bitik oyuncularla bunları takas etmiş oldu ve takım da bitikler takımına döndü.

Bence dünkü maçın en rezil üç olayı şöyle;
- Emre’nin sakatlığını abartıp rezaletin bir parçası olmaktan sıyırmayı denemesi
- Volkan’ın aptalca çıkışlarla ilk iki golü yemesi
- Aragones’in 44. Dakikada Maldo - Deniz değişikliğini yapması (ya baştan Deniz’i oynat ya da ikinci yarının başında yap değişikliği)

Ahmet K.
6 ekim 2008

2 Ekim 2008 Perşembe

Paniğe gerek var mı ?

Futbol yazılarının nerdeyse tamamı 3 büyüklerden başlar ülkemizde. Sivas FB yi 2-1 yendi değildir bakış açısı. FB 2-1 yenilmiştir. Sivas asla yenemez.FB yenilir. Ligin ilk maçında Antep 5.maçta da Sivas önceliği alması gereken takımlar bence. İkisi de FB yi yenmiştir. Dolayısı ile önce onları yazmakta fayda var.

Bülent Uygun geçen seneden ders çıkarmamışçasına kötü bir taktik ile çıkardı Sivası aslında. Bu hata neredeyse mağlubiyete götürecekti Sivas' ı. Alex golü yapabilseydi..İlk yarı geçen sene Sivasta oynanan maçın kopyasıydır adeta. Sivas yine topu FB ye verdi. Fark FB de idi.. Geçen seneki kadar iyi bir pas takımı yoktu sahada.. BU fark maçın kopmasını engelledi bence.. Bülent devre arasında farketmiş olmalı ki hatasını ikinci yarıya Balili ile başladı.. Burada Balili' ye bir paragraf açmakta fayda var..

Balili' yi Türkiyedeki ilk maçında çıplak gözle seyretme şansım oldu. Daum' un ilk senesiydi ve Aykut Kocaman' ın İstanbulspor' una 3-0 yenildiğimiz maçta işini çok iyi yapan oyuncular arasındaydı..Bu düzeydeki takımların ideal bir forvet oyuncusu olarak da gittiği her takımda iyi işler yaptı. Kayseri derken Sivas.. Sağda, solda ortada bütün forvet hatlarında etkili olabilecek güçlü ve teknik bir oyuncu.. Sivas sahasında bu oyuncudan faydalanmayacaksa ne zaman oynatacak Balili' yi. Oyunu tamamen değiştiren hamle bence Balili hamlesiydi Sivas maçında.. Herme Thum ise zaten FB alanına yıkılmış oyunda son darbeyi vuran değişiklik oldu.. Kısaca Sivas ikinci yarıda oyunu rakibinin sahasında oynayarak hem maçı kazandı hem de büyük ihtimalle bu tür maçları nasıl kazanabileceğini öğrendi.. Sivas bu yıl çok ciddi şampiyonluk adayıdır bence..

FB ye gelince.. Zico gibi Aragonnes de bir türlü pres oyununa geçemiyor. FB düzeyinde bir takımın oyunu bu kadar çok sahasında kabul etmesi pek anlaşılır bir oyun tarzı değil.. Her zaman inandığım bir tespiti yine yapacağım. FB ön alan oresini öğrenemediği sürece Türkiye Liginde zorlanacaktır. Ligimiz oyun tarzı açısından çok zor liglerden bir tanesi... Burda başarılı olmanın tek yönü kesinlikle rakibi sahasından çıkarmamak olmalı..Ancak hem ön alan presine müsait oyuncuların daha da erimiş olması, hem de iki kanat oyuncumuzun-yani Uğur ve Kazım' ın- ciddi pozisyon bilgisi eksiklikleri organize bir pres orta sahası oluşturmamızı engelliyor. Balili değişikliği kadar Emre-Uğur değişikliğinin de oyundaki dengeyi bozduğunu düşünüyorum açıkçası.. Emre ne kadar etkisiz de olsa Uğura göre pozisyon bilgisi daha çok olan bir oyuncu..Uğur ve Kazımlı orta sahaya dönen FB yine ilerde istediği kadar top tutamadı ve Sivas anında FB yi sahasına kapattı.. Topla ileri çıkışı hiç olmayan Maldonada savunmamızın içine kadar gömülerek tamamen etkisiz hale geldi.. Bunun doğal sonucu zaten sakat olan Alex ve Guiza nın ilerde yalnızlaşması oldu....FB bir kez daha kaybetti böylece..

Deivid şu aşamada olmazsa olmaz bir oyuncu haline gelmiş durumda.. Keza Semih de öyle.. Bir an evvel ön alanda top tutabilen ve gerektiz top kayıpları yapmayan bir hücum hattının oluşturulması gerekiyor..Uğur Boral' ın yeri mutlak suretle ara dönemde başkasına devredilmeli.. Emre Marco nun pozisyonuna geçmeli ve özgüvenini tekrar kazanmalı..

Volkan- Gökhan Edu Lugano Carlos-Deivid Alex Emre ?-Semih Guiza..

Sol kanadını bulmuş bir FB yine çok iyi işler çıkarabilir..Ancak ara döneme kadar Uğur dan başka bir alternatif de görülmüyor takımda..


Serhat