5 Haziran 2009 Cuma

HAZIM(SIZLIK)

Spor müsabakaları söz konusu olunca işin içinde yenmek ve yenilmekten başka ihtimal yok.. Dola,yısı ile bu işin bir parçası olanların bu iki olasılığıda hazır olmaları gerekiyor..

Basketbol takımlarını yöneten koçlarda bir genel özellik var gibi geliyor bana.. Bu adamlar saha içinde sürekli hakemlere birşeyler söylüyorlar, itiraz ediyorlar hatta kimi zaman teknik faul alıyorlar.. Ama maçtan sonraki demeçlerinde bunlardan hiç bahsetmiyorlar..Sakince maçı değerlendirip geçiyorlar.

Bir kişi hariç.. Koç Ergin Ataman..Bu sene Türkiye de 3 maç kaybetti.. İkisini FB Ülkere karşı kaybettiler ve her iki maçtan sonra da hakemler hakkında abuk sabuk konuşmalar yaptı..

Bu seriyi Efes kaybedecek. Ergin Ataman' ın halini gördükten sonra Efes' in kazanabilecek sinir sistemine sahip olabileceğine sanmıyorum. Dünkü Efes bu konuda beni yanılttı.

Ergin Ataman özetle kendisine teknik faul çalındığını ancak rakip hocaya teknik faul çalınmadığını belirtiyor.. Sanki böyle bir kural varmış gibi.. Kaldı ki o teknil faulden sonra Efes 10 sayılık farka ulaşmıştı maç içinde.. Yani hakemlerden söz edilecek bir durum yoktu..

Ama hem kendi aldığı teknik faul hem de Ender Aslan' ın Mirsad' a yaptığı kasti faul gösterdi ki Efes' in sinirlleri bozuk..Bu konuda Ergin Ataman takımını rehabilite edemez ise işi gerçekten çok zor..

Maça gelince.. Efes bir kez daha hücum tarafında Charles Smith' e bağlı olarak yaşamanın bedelini ödedi diye düşünüyorum.. Bence Euroleaguede de bu nedenle başarılı olamadılar..FB bu anlamda daha zengin bir takım ve dün de birçok skorer durmasına rağmen, örneğin Solomon, Ömer ve Mirsadı devreye sokarak işi bitirdiler.. Ayrıca Devon Smith hem hücumda hem de savunmada skordan bağımsız olarak çok iyi bir oyuncu olduğunu gösterdi.. FB Ülker sinirlerine hakim olarak maçın sonunu daha iyi oynamayı başardı..

Maçın kırılma anı ise bence skor ilk yarının sonu idi.. 10 sayılık farkın yaklaşık 1 dk lık süre içerisinde eritilmesi FB nin maçtan kopmasını engelledi..

Ergin Ataman bu ruh hali ile takımı hazırlamaya devam ederse bu seri 4 0 a kadar gidebilir.. Hele ki bir sonraki maç kaybedilirse Efesin ABdi İpekçi de ayakta kalabileceğini sanmıyorum..

Bu arada Voleybol şubemiz yeni sezona çok iddialı hazırlanıyor.. Önce Naz sonra Osmokroviç ve şimdi de bir dünya yıldızı... Gamova.. Seneye Avrupa Şampiyonluğu gelebilir.. Gerçekten voleybol tarihinin en önemli trransferleri yapılıyor ki bir yabancı ve bir yerli oyuncunun daha alınacağınu söyledi Aydınlar.. Emeği geçenlere teşekkür etmek gerekiyor..


Serhat..

4 Haziran 2009 Perşembe

Avrupa'da Ligler ve Türkler

Bu sezon Avrupa liglerinde Şampiyonlar söyle oldu.

İngiltere
Lig Şampiyonu : Manchester United
F.A Cup Şampiyonu : Chelsea

İspanya
Lig Şampiyonu : Barcelona
Kral Kupası Şampiyonu : Barcelona

İtalya
Lig Şampiyonu : İnter
Kupa Şampiyonu : Lazio

Almanya
Lig Şampiyonu : Wolfsburg
Kupa Şampiyonu : Werder Bremen

Fransa
Lig Şampiyonu : Bordeux

Hollanda
Lig Şampiyonu: A.Z Alkmaar

Hayal Kırıklıkları
İngiltere :Manchester City , Arsenal . Oyuncular : Robbie Keane , Robinho
İspanya : Real Madrid , Real Betis . Oyuncular : Marco Aurellio , Huntelaar
İtalya : Roma , Lazio
Almanya : Bayern Munih tek başına yeter
Fransa : Lyon , Marsilya


Avrupa’da ki Türkler

İngiltere
Bu sezon Tugay Kerimoğlu Blackburn Rovers forması ile futbola veda etti.
Tuncay Şanlı M.Boro takımının en iyisi olmasına rağmen takımı küme düştü . Tuncay serbest kalacak . Bakalım yönü ne olacak .

İspanya
Nihat Kahveci
sezonun tamamını neredeyse sakatlıkla geçirdi takımı La Liga’yı 5. Bitirdi.
Marco Aurelio’ nun büyük umutlalrla transfer olduğu Real Betis küme düştü
Ersan Martin’ in takımı R. Huelva’da küme düştü
İbrahim Kaş takımı Getafe’de hiç forma şansı bulamadı neredeyse .

Almanya
Hamit Altıntop
, uzun süre sakalıkla geçirdi . Bayern de bu sezon büyük hayal kırıklığı yarattı .
Halil Altıntop' ta takımı Shalke ile pek başarılı bir sezon geçirmedi
Ümit Özat yaşadığı sakatlık sonrası futbolu bıraktı . Takımı Köln sezonu 12. bitirdi . Daum tekrar FB’ye dönüyor.
Çağdaş’ın takımı Energie Cottbus’da küme düştü .

Fransa
Mevlüt
‘ ün takımı Scoux’da son anda ligde kalabildi .

Kısaca Avrupa’da ki Türkler bu sezon küme düştüler .


Derleyen – Yazan : Şeref Solmazer

3 Haziran 2009 Çarşamba

Şampiyonlar Ligi Şampiyonu : Barcelona




Bu yıl dünyanın en iyi iki takımı Avrupa'nın en büyük ve Dünya'nın kulüpler düzeyindeki en büyük ve ilgi çekici organizasyonunun finalinde Roma 'da karşı karşıya geldiler . Kazanan Bercelona oldu . Maç her açıdan dikkat çekiciydi . Barca'lı Messi ve Manu'lu Ronaldo şu anda dünyanın en iyi iki futbolcusuydu . Bu yıl liglerini sürklase edip kazanmışlardı. Oynadıkları futbol ile dünyanın iki gözbebeği takımıydı ve finalde bu iki takım vardı .


Doğrusu Barca bir önceki turda Chelsea karşısında çok zorlanmış ve son saniye golüm ile finale kalabilmişti . Chelsea'nin oyun anlayışı Barca'yı kileitlemişti . Kurt hoca Ferguson' un tecrübesiz Guardiola'ya bu konuda bir taktik ile üstünlük kuracağını düşünmüştüm . İlk 10 dk.ya da Manu iyi başladı bu sürede kaleye 3 şut atıldığını hatırlıyrum Ronaldo tarafından ama Barca klasiğine uygun ayağa doğru ve etkili paslaşmayla ilk Manu kalesine geldiği 11. dakikada Etoo ile golü bulunca Manu'nun o ilk 10 dk etkinliği bir anda tüm Manu'nun dağıolmasını Barca'nın güveninin artmasını ve rahat oynamasını sağladı . Bu durum neredeyse maçın tamamına yansıdı . Birde Ferguson'un bu tutuk ve etkisiz oyuna uzun süre seyirci kalması ve müdahale etmemesi beni şaşırttı . Tecrübesiz Guariola , Kurt Ferguson'dan daha iyi hazırlanmıştı finale ve takımını daha iyi yönetti diyebiliriz . Maçın sonlarına doğru yapılan forvet takviyeleri Manu'nun Messi'nin kafasından ikinci golü yemesi ve kupayı Barca'nın kazanmasıyla sonuçlandı . Barca bu sezon belkide tarihinin en büyük ve en başarılı sezonunu geride bırakmış olacak süper kupa finalinide kazanırsa ki büyük olasılıkla kazanacaktır . Guardiola'nın dünyanın en şanslı kişisi olduğu hissi veriyor bu durum bana . Düşünsenize bu adamı şu anda Türkiye'de GS ya da FB'nin başına getirin sizce kaç maç sonra gönderilir ?


Barca'yı bu yıl i üstün performansı ve başarılarından dolayı kutluyoruz . 2009 yılının dünyada ki futbol takımı olmayı şimdiden garntilediler . Messi'de bence dünya da yılın futbolcusu olmayı şimdiden garantiledi .

Tebrikler BARCA !

BARCELONA : 2 MANCHESTER UNITED : 0

Stat: Roma Olimpiyat

Hakemler: Massimo Busacca, Matthias Arnet, Francesco Buragina

Barcelona: Valdes, Busquest, Puyol, Pique, Sylvinho, Toure, Xavi, Iniesta (Dk. 90+2 Rodriguez), Messi, Henry (Dk. 71 Keita), Eto’o

Manchester United: Van der Sar, O’Shea, Ferdinand, Vidic, Anderson (Dk. 46 Tevez), Carrick, Park (Dk. 66 Berbatov), Gigs (Dk. 73 Scholes), Ronaldo, Rooney

Goller: Dakika 10 Eto’o, dakika 70 Messi (Barcelona).

2 Haziran 2009 Salı

Süper Bir Final

Erkek basketbol takımımız finale kaldı ve Efes' in rakibi oldu..

sene başından beri takımımızın hemen her maçını izledim.. Son derece geniş kadrosu olan, deneyimli bir hocaya sahip iyi bir takımız..

Ama bu seneki Efes bundan önceki yıllarda elediğimiz Efes değil kesinlikle.. Çok zor bir seri bizi bekliyor...

Solomon' un tekrar gelişi bizim için bu yıl dönüm noktası olmuştur.. En zayıf olduğumuz oyun kurucu pozisyonu toparlanmakla kalınmamış ayrıca diğer oyuncuların performansı da önemli ölçüde artmıştır..Ancak bu bile Efesi geçmeye yetmeyebilir..

Normal sezonda iki yenilgi aldı Efes. Birini bizden aldılar.. Maçların çok büyük bir bölümünü farklı kazandılar..

Eurleagueden erken elendiler ama sonrasında toparlayıp bildiğimiz Efes sertliğine sahip bir takım haline geldiler..

Daha önceki yıllarda her iki takımda İpekçide oynadığından bir saha avantajı söz konusu değildi.. Ama bu sene Efes maçlarını Ayhan Şahenkte oynuyor..

Son iki senede orada 6 ya da 7 maç oynadık.. sadece 1 ini kazandık.. Geçen yıl Daçkaya karşı normal sezonda. bu yıl ise daçkaya bile kaybettik.. Daçka geçen sene de bizi play off larda bir maçta yenmişti yanlış hatırlamıyorsam..

O salonun bize ters geldiğine inananlardanım.. Bu da işimizi zorlaştırıyor çünkü 4 maç orda oynanacak..

Abdi İpekçide ise bütün maçları kazanacağımızı düşünüyorum.. Hele ki seyircimiz salonu doldurursa..

Kim şampiyon olur söylemek zor ama bu serinin çok keyifli olacağı kesin.. Hiçbir maçı kaçırmamak lazım..

Serhat..

Eğriler Doğrular..

Bir döneme tanıklık ediyoruz.. 3 yıl daha edeceğiz..

Aziz Yıldırım dönemi..

Bu dönem ilerde nasıl anılır şimdiden söylemek zor.. Am en azından şunu söyleyebilirim ki Aziz Yıldırım' a olan duygular aşk ve nefret uçlarında oldu çoğu zaman..

Bu da doğruların sağlamlaşmasına eğrilerin ise daha da kalınlaşmasına neden oluyor...

Tesisleşme ve amatör branşlarda inanılmaz bir durumda kulüp... adeta bir altın çağı..

Hem erkek hem de bayan voleybolda son iki yılda gelen şampiyonluklar.. Yine bayan voleybol takımının bu sene Avrupa arenasındaki başarısı..

Bayan basketbol takımının yıllardır süren ambargosu..Avrupada gelinen istikrarlı düzey..

Erkek basketbol takımının ülker birleşmesi ile de olsa elde ettiği başarılar..Euroleague de çeyrek final..

Atletizmde Avrupada ilk 8 e girilmesi.. olimpiyatlara gönderilen çok sayıda sporcu.. Boks kürek masa tenisi ve yüzme takımının başarıları..

Bütün bunların futbolun gölgesinde kalması üzücü ama ülke hatta dünya gerçeği..

Peki futbolda ne alemdeyiz..

Aziz Yıldırım bence ilk 6 yılda harcadığı paradan daha azını ikinci 5 yılda harcamıştır.. Ama ikinci 5 yılda daha başarılı olmuştur.. Elimde rakamlar yok ama alınan adamlara falan bakıyorum sanki ilk 6 yıl daha çok para harcandı..

FB kendi önünü açacak deneyime kendisi sahiptir... Her zaman dile getirdiğim 2003-2008 deneyimi çok ama çok önemlidir ve bu da Aziz Yıldırıma nasip olmuştur..

Dolayısı ile bu zihniyet doğrultusunda tekrar iş yapılması çok önemlidir.. Bu sene dışındaki 5 yılda bu takım 3 şampiyonluk iki ikincilik almıştı.. ve Avrupada Ş liginde çeyrek final oynamıştı..

Shaktara gitmeye gerek yok.. Bu camia bu başarıya ulaştı.. Hem de hep destek tam destek sloganı ile yola çıkarak.. 19 20 yaşında sahada terinin son damlasına kadar mücadele eden gençlerini yenilse bile alkışlayarak bu başarıları bekledi.. Bu yola kendi sahasında istanbulspora 3 0 yenilerek çıkıldı..Daumla çıkıldı..

Şimdi Daum tekrar geliyor galiba.. Ama kimin geldiğindan daha çok gelen kişinin nereye geldiği önemli...

Bir kaos diyarına mı??? Yoksa sistemin takır takır çalıştığı bir organizasyona mı.. Daum daha önce geldiğinde sistemi kurmak için gelmişti.. Şimdi nereye ve ne için geliyor.. Bunun kararını vermeli yönetim..

Daum un ve FB nin başarılı olup olmaması tamamen buna bağlıdır..

Serhat

34. Hafta Trabzonspor : 1 Fenerbahçe : 2

Son hafta son maç

Trabzonspor : 1 Fenerbahçe : 2

STAT: Hüseyin Avni Aker
HAKEMLER: Bülent Yıldırım, Adil Sinem, Nihat Mızrak.
TRABZONSPOR: Tony Sylva, Tayfun Cora, Giray(Isaac dk. 88), Egemen, Cale, Hüseyin Çimşir, Selçuk İnan(Ceyhun dk. 78), Colman, Alanzinho, Umut, Gökhan Ünal(Barış Memiş dk. 83)
YEDEKLER: Tolga Zengin, Ferhat, Song, Faty Papy
TEKNİK DİREKTÖR: Ahmet Özen

FENERBAHÇE: Volkan Demirel, Ali Bilgin, Gökhan Gönül, Yasin, Roberto Carlos(Deniz dk. 86), Deivid, Selçuk Şahin, Emre Belözoğlu, Uğur Boral(Kazım dk. 63), Alex(Semih dk. 74), Güiza.
YEDEKLER: Volkan Babacan, Gökhan Emreciksin, Gürhan, Maldonado
TEKNİK DİREKTÖR: Luis Aragones
GOLLER: Umut (dk. 11) (Trabzonspor), Alex (dk. 45), Güiza (dk 90+4) (Fenerbahçe)
SARI KARTLAR: Alanzihno, Giray, Hüseyin (Trabzonspor), Selçuk, Ali Bilgin (Fenerbahçe)

Lig Bitti: Şampiyon Beşiktaş J.K ( Genel bir değerlendirme )

Evet geldik sona , bir sezon daha geride kaldı . B.J.K gerçekten çok şanslı bir sezonu geride bırakarak ilk yarısını 6 pauan geride tamamladığı ligi en yakın rakibinin 5 puan önünde lider tamamladı ve Şampiyon oldu .
Denizli ve Ernst faktörü BJK'yi şampiyon yaptı .
Mustafa Denizli'nin kişisel ağırlığı , karizması ve ülkedeki saygın kimliği BJK'deki çalkantıların üzerine bir set oluşturdu . Takım sınırlı kapasitesi ve kadrodaki zafiyetleri ile kör topal ilerleyerek devre arasına 6. sırada girdi . İşte bu transfer döneminde Alman futbolcu Ernst ve Yusuf'un transferleri ile takımın en zafiyetli iki bölgesine önemli transferler yapılmış oldu . Ernst her nekadar müthiş bir futbolcu olmasada görev bilinci ve disiplini ile ön liberodaki açığı hemen kapattı , hatta onun bu katkısı Sivok ve sonlara doğru Cisse'nin performansını da arttırdı . Bu durum BJK'nin savunma zafiyetlerine bir set ördü , ortasahanın daha güçlü ve dinamik olmasını sağladı . Yusuf transferi önceleri çok tartışıldı . Doğrusu ben de pek manidar bulmuştum . Ama Mustafa Denizli' nin tarzını özümserseniz bu transferin anlamını kavrarsınız . Denizli güvendiği özelliklede hücüm özellikleri yüksek oyuncuları ayrı bir önemle , titizlikle seçer ve onlara sonuna kadar güvenir . Yusuf'ta bu güveni boşa çıkarmadı . Tüm eleştirilerin aksine bence takıma çok kritik skor anlamında önemli katkılar yaptı . Özellikle çok eşletirilen Delgado'ya bir alternatif ve sakatlığında eksikliğini giderme anlamında da katkı sağladı .
Diğer takımların ikramını B.J.K iyi değerlendirdi
FB ve GS bu sezon şampiyonluktan uzaklaşmak ve şampiyon olmamak için adeta ellerinden ne geldiyse yaptılar ve bu konudada son haftaya kadar birbirlerine müthiş rakip oldular . Son hafta ikiside bu istikrar (!) yüzünden iki şampiyonluk adayını aynı skorlarla yendiler . G.S ve F.B'nin bunca uzun zaman önce aynı anda ligden kopmaları BKJ 'yi ekstradan motive etti ve kolayca şampiyon olmalarını sağladı . BJK hertürlü yoruma rağmen kutluyoruz . Umarız önümüzdeki yıl ŞL'de ülkemizi başarı ile temsil eder .
Beşiktaş'ta bu sene başarılı bulduğum oyuncular : Genelde öne çok çıkan bir oyuncu yerine tüm takımın genel bir çizgi yakaladığını ve birbirlerine yakın bir performans sergilediklerini söylemek doğru olacaktır . Ernst, Sivok , Gökhan Zan, Rüştü , Tello bence biraz öne çıkıyorlar . Bobo içinde bunca yıl sonra bu sezon kedi olalı bir fare yakaladı denilebilir .
Sivasspor : Bülent Uygun & Odyakmaz Co.
Bu ikili kendi arasında ki uyumları ile takımı son haftaya kadar ligde şampiyonluk yarışında tutmaya çalıştılar ama açıkçası yukarıda değindiğimiz iki takımın başarısızlıkları Sivasspor'un bu konumda ligi bitirmesini sağladı . Ki Sivasspor'un çok önemli bir fikstüre rağmen bu psikolojik durumu kaldırmadığı , ligde şampiyonluğa oynamanın nasıl önemli bir tecrübe olduğunu kanıtladığını düşünüyorum . Bülent Uygun belki iyi bir motive edici ve psikolojik faktör olabilir ama , şampiyonluğa uynayan bir takımın hocası olmanın nasıl zor bir görev olduğunu bunu başaramayarak kanıtladı bence . Uygun'un bu süreci iyi yönetemediğini düşünüyorum . Çıkışları ve kendince pek olgun gördüğü tavırlarının altında aslına başka bir gerçeğin yattığı ortaya çıkmıştır . "Olduğun gibi görünmekle , göründüğün gibi ol gerçeği gibi çok net birşeyin ."
Yinede tüm bunlara karşın son 90 dakikaya kadar şampiyonluğu kovalamaları ve ligi ikinci bitirmeleri çok büyük bir başarıdır ve kutlamak gerekir . Umarız Ş.L'de gruplara kalabilirler . Yada en kötü UEFA Avrupa ligine katılabilirler ( ki bu sene statüler değişti öyle bir katılım hakkı var mı doğrusu bilemiyorum .)
Sivasspor da bu yıl en göze batan oyuncular : Başta Blica olmak üzeri , İbrahim Dağaşan , Sezer oldu . Tum , Kamanan , Musa gibi oyuncularda performanslarını yükselttiler . Mehmet Yıldız , Sedat , Hayrettin , Petkoviç ve Balili'de standart perforansları ile başarıya katkı yaptılar .
Trabzonspor : Bir klasiğe doğru gidiyor
Ersun Yanal ve 20 üzeri transfer ile sezona başladılar diğer takımların başarısızlıkları ile bir anda kendilerini ligin zirvesinde buldular . İkinci yarı diğer takımların toparlanması ile düşüş yaşadılar , ama beklentilerinin üzerindeki başarı sonlara doğru düşüşle beraber başarısızlık boyutu olarak göründü ve bu durum Ersun Yanal'ın haksız yere eleştirilmesini ve başarısız gösterilemesi ile sonuçlandı ve Yanal yine bir klasiğe imza atarak sezon tamamlanmadan takımdan ayrılmak durumunda kaldı . Yardımcı antrenörle başarılı bir son beş maç oynadılar ve son haftaya kadar şampiyonluk ve Şampiyonlar Ligini kovaladılar . Ama maalesef yine Fenerbahçe'ye takıldılar ya da Fenerbahçe yine çelmeyi taktı ve Şampiyonlar Ligide kaçtı .
Trabzonspor'da bu sezon dikkat çeken oyuncular : Bence yılın en dikkat çeken oyuncusu Umut Bulut'tu , Egemen , Ceyhun, Cale ve uzun zamandır kalesinde sıkıntı çeken takım için Sylla 'da başarılı oldular diyebiliriz . Gökhan Ünal'ın gerçek performansının bu olduğu ve vasat bir forvet olduğunu gördük .
Fenerbahçe
Fenerbahçe bu sezonun en büyük hayal kırıklığıydı , tüm büyük beklentiler rağmen hiçbir başarı elde edemediler ve ligi ancak 4. bitirip UEFA Avrupa Ligine katılma şansı elde etti . Aragonnes ve Güiza , Emre Belezoğlu gibi isimler hiçbir varlık gösteremeyerek bu sezounun kaybedilmesinde önemli etken oldular . Yönetimin'de sezon başındaki yaklaşımı ve transfer politikası ve bir önceki sezonun özellikle Avrupa'daki başarısının belli ki verdiği rehavet bu sezonun kaybedilmesinde önemli faktörlerin bir başkasıydı . En başarılı oyuncu ikinci yarıdaki performansı ile Kaleci Volkan Demirel , istikrarı ile Gökhan Gönül ve Lugano idi . Diğer tüm oyuncular vasat , vasatın altı ve berbat kategorileri ile bu senenin bu halde bitmesine katkı sağladılar . Güiza'nın aldığı para ve verdiği katkı yılın en büyük fiyaskosu oldu . Ama ben kişisel olarak önümüzdeki yıl Güiza'nın daha etkili olacağına inanıyorum .
Galatasaray
Bence G.S en büyük yanlışı teknik direktör seçimiyle yaptı . Skibbe'nin tercihi ve Alman ekolü ısrarı GS'de de bu sezonun kaybedilmesinde etken oldu . Özellikle geçen yıl kovulan Feldkamp'ın sportif direktörlüğü şaka gibiydi . Lincoln krizide takımın iyi yönetilmediği , bazı futbolcu kontratlarının bu ülkede nasıl yapıldığını , herşeyin futbolcu insiyatifine nasıl bırakıldığını , yabancı ve yerli futbolcular arasındaki standart farklılıklarını göstermesi açısındanda Lincoln örneği altında net olarak görüldü . Bu gelgitler ve Skibbe' nin başarısızılıkları takımın Bülent Kormaz'a emanet edilmesi, Uefa kupasında ki 2-0'dan elenmeleri Kormaz'a olan güvenide aldı götürdü ve G.S ligi FB'nin de gerisinde ancak 5. bitirebildi . Yılın dikkat çeken üç başarılı futbolcusu vardı GS'de başta Baroş ve Arda olmak üzere , büyük transfer ve büyük futbolcu olduğuna inandığım H. Kweell ... Özellikle Kweell bu ülke sporseverlerinin dikkatle izlemesi gereken bir yıldız . Ben genel mizacını biraz Van Hooijdonk'a benzettim , yani herkes tarafından sevilen , saygı duyulan , sahada asla çirkef olmayan ve görev bilinciyle oynayan bir oyuncu olarak ...
Gelecek sezon Avrupa'da ülkemizi temsil edecek tüm takımlarımıza şimdiden başarılar diliyoruz.
Şeref Solmazer
(F.D) İstanbul - 2 Haziran 2009

27 Mayıs 2009 Çarşamba

İki Büyük Veda : Paulo Maldini ve Tugay Kerimoğlu










GÜLE GÜLE BÜYÜK KAPTANLAR
Bu hafta sonu iki büyük veda yaşandı futbol dilencileri için . Birisi İTALYA'nın BÜYÜK KAPTANLARI geleneğinin sonuncusu Milan'lı Paulo MALDİNİ , diğeride Türk Futbol tarihinde belkide Avrupa'da oynamış en istikrarlı oyuncu eski GS'li , Glasgow Rangers'li Blacburn Rovers'li Tugay Kerimoğlu ...

Maldini : Milan kaptanlık konusunda çok büyük bir geleneği yaşatıyor . Öncesinde Büyük Kaptanları Franco Baresi uzun yıllar kaptanlığı yaptığı takımdan 1997 de futbolu bırakarak ayrılırken yerini Paulo Maldini aldı . 2009 yılındaki 3-2 kaybettikleri son Roma maçında futbolu bırakana kadarda 12 yıl boyunca Milan gibi bir takımda kaptanlık yaptı . Maldini'nin kariyeri hakkında kimi bilgileri aşağıda bulabileceksiniz . Bu büyük ve futbol efsanesi oyuncuyu futbol dilencileri çok özleyeceklerdir . Buna eminim . HOŞÇAKAL BÜYÜK KAPTAN !

BAŞARILAR ( Wikipedia'dan alıntıyla )
Serie A (7)
Winner: 1987-88, 1991-92, 1992-93, 1993-94, 1995-96, 1998-99, 2003-04
Runner-up: 1989-90, 1990-91
Coppa Italia (1)
Winner: 2002-03
Runner-up: 1984-85, 1989-90, 1997-98
Supercoppa Italiana (5)
Winner: 1988, 1992, 1993, 1994, 2004
Runner-up: 1996, 1999, 2003
UEFA Champions League (5)
Winner: 1988-89, 1989-90, 1993-94, 2002-03, 2006-07
Runner-up: 1992-93, 1994-95, 2004-05
UEFA Super Cup (5)
Winner: 1989, 1990, 1994, 2003, 2007
Runner-up: 1993
Intercontinental Cup (2)
Winner: 1989, 1990
Runner-up: 1993, 1994, 2003
FIFA Club World Cup (1)
Winner: 2007

National team
FIFA World Cup 1990: 3rd Place
FIFA World Cup 1994: Runner-up
UEFA Euro 1988: 3rd Place
UEFA Euro 2000: Runner-up



















Tugay Kerimoğlu : Futbol kariyerine GS'da başladı . 2000 Uefa kupasını alındığı sezon Glasgow'a transfer oldu . Yurdışında uzun süre sessiz sedasız , kariyer , performansını ve en önemlisi saygınlığını sürekli arttırarak 40 yaşına kadar aktif futbol oyananbileceği hem de İngiltere gibi bir ülkede bunun yapılabileceğini Türk insanına kanıtlama devrimi başarmış bir futbol dilencisi olarak tarih sayfalarında yerini alacaktır .

Büyük Kaptan Tugay 'a bizlerde GÜLE GÜLE diyoruz !




Derleyen : Şeref

Fenerbahçe'nin Türkiye Ligi 31. 32. ve 33. Hafta maçları

Yorumsuz

33 .Hafta

Fenerbahçe : 4 Konyaspor : 2

STAT: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu
HAKEMLER: Yunus Yıldırım, Volkan Narinç, Serkan Gençerler
FENERBAHÇE: Volkan Demirel, Ali, Gökhan Gönül, Lugano, Roberto Carlos, Selçuk, Emre (Deniz dk. 68), Deivid (Semih dk. 76), Uğur (Vederson dk. 85), Alex, Güiza
KONYASPOR: Oğuzhan, Mihajlov, Kratochvil, Mehmet, İsmail (Kaue dk. 36 ), Bülent (Poljac dk. 54), Cihan, Ayman, Fahri (Mustafa dk. 65), Serhat, Veysel
GOLLER: Güiza (dk.14 ve 17), Uğur (dk. 38), Roberto Carlos (dk. 40), Kratochvil (dk. 75 pen.), Poljac (dk. 90)
SARI KART: Gökhan Gönül (Fenerbahçe)

32. Hafta

Antalyaspor :1 Fenerbahçe : 1


STAT: Atatürk
HAKEMLER: Aytekin Durmaz, Erdinç Sezertam, Özgür Çetiner
ANTALYASPOR: Ömer, Uğur Kavuk, Yalçın, Musa, Şenol, Ali Zitouni, Sedat, Korhan(Hakan Özmert dk. 63 ), Fatih, Tita xxx (Ahmet dk. 85), Djiehoua (Mustafa Özkan dk. 67)
YEDEKLER: Fevzi, Kamber, Volkan Altın, Volkan Arslan
TEKNİK DİREKTÖR: Mehmet Özdilek

FENERBAHÇE: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Lugano, Ali Bilgin, Roberto Carlos, Josico, Emre, Deivid, Alex(Kazım dk. 85), Uğur Boral(Vederson dk. 59), Güiza(Semih dk. 66)
YEDEKLER: Volkan Babacan, Maldonado, Yasin, Deniz
TEKNİK DİREKTÖR: Luis Aragones
GOLLER: Hakan Özmert (dk. 74) (Antalyaspor), Lugano (dk. 76)(Fenerbahçe)
SARI KARTLAR: Ali Zitouni (Antalyaspor), Emre (Fenerbahçe)

31. Hafta

Fenerbahçe :1 Denizlispor :0

STAT: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu
HAKEMLER: Tolga Özkalfa, Baki Tuncay Akkın, Mehmet Metin
FENERBAHÇE: Volkan Demirel, Ali Bilgin, Gökhan Gönül, Yasin, Roberto Carlos, Deivid, Selçuk (Deniz dk. 44), Emre Belözoğlu, Uğur (Vederson dk. 65), Semih (Alex dk. 57), Güiza
DENİZLİSPOR: Özden, Feridun, Goncalves, Burak, Çağlar (Selahattin dk. 90), Bangoura, Braga (Güray dk. 78), Fatih, Caner (Engin dk. 68), Roberts, Angelov
GOL: Güiza (dk. 62) (Fenerbahçe)
SARI KART: Burak (Denizlispor)

UEFA Kupası Finali - Shakhtar Donetsk : 2 Werder Bremen :1 ve Düşündürdükleri !

UEFA Kupası Finali - Shakhtar Donetsk : 2 Werder Bremen :1 ve Düşündürdükleri !

Önümüzdeki yıl statüsü ve adı değişecek son bu isimli kupa finali İstanbul’da Kadıköy’de Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadında oynandı ve sahibini buldu .

Öncelikle Birkaç Yorum


Şenez Erzik : 2005 Ş.L finalinden sonra aynı şehre ve ülkeye 2009’da tek bir sebeple UEFA finali verilir o sebebin adıda Şenez Erzik’tir . Kendisini ülke adına kutluyor ve teşekkür ediyoruz . Dünya futbolunda sözsahibi olmanın yollarından biride oralarda lobi faliyetleri yapabilecek düzeyde güçlü olmanızdır . Şenez Erzik’in yeni Erzik’ler almasını diliyoruz yanına .

Basının ikiyüzlülüğü : UEFA yarıfinallerin hiçbir maçını bu ülkenin hiçbir televizyonu naklen vermedi . Güya futbola tapılan (!) bu ülkede hiçbir medaya kuruluşunun finalinin İstanbul’da oynanacağı bu kupaya yarı finalde dahi önem göstermemesi ve en önemlisi bu duruma bu dünyanın çıkarcı sözde yorumcularından en ufak bir tepki gelmemesi ÜLKEDEKİ FUTBOL MEDYASInın ZAVALLILIĞINI göstermesi açısından çok manidardır . Final gecesi TV programlarında saatlerce FİNAL hakkına AHKAM kesmeleride beni hiç IRGALAMADI ! açıkçası ...

Sözde futbolseverler : Bu arada ülkemin futbolu sadece FB-BJK ve GS sanan sözde futbol severlerine de bir parantez açmak gerekir bu medya ikiyüzlülüğüne ses ve tepki göstermemeleri konusunda . Finalden sonra tek tanıdık o olduğu için Lucescu’dan bahsedilmesi , öncesinde de Türk olduğu için Mesut Özdil isminin zikredilmesi dışındaki yorum ve görüşleride doğrusu merak ediyorum .

Başarılı Organizasyon : Tüm bunlar dışında ülke olarak başarılı bir organizasyon gerçekleştirmiş olduğumuza inanıyorum . Umarım Şenez Erzik gitmeden birde Avrupa Şampiyonası Finallerini getirir bu ülkeye ...


Kupa Shakhtar Donetsk’in

Shakhtar son yıllarda sürekli ve istikrarlı bir biçimde gerek Ş.L’de gruplardan her defasında çıkması ve çeyrek final kapılarından dönmesi , gereksede UEFA kupasında gruplardan ve çeyrek finallerden dönmesiyle doğrusu bu kupanın finale çıkışında ve sonrasında kupayı kazanmasında bence büyük bir sürpriz yapmamış oldu . Rakipte eksik Bremen olunca ... İstikrarlı ve ısrarlı takip sonuçta başarıları getiriyor , bu iki takımda alt seri ligler ve takımlar gibi görünsede ( Ş.L’den gelen ve elenen diğer bazı takımlara nazaran . Mesela P.Leage, Serie A ve La Liga gibi liglerin takımlarına nazaran ...) son yıllardaki istikrarları ile buraya geldiler . Tabi bu takımların özellikle finalde ortaya koydukları futbol bu finalde birçeok başka takımın hatta bizim takımlarımızın bile bu oyunu rahatlıkla oynayabileceğini düşündürdü ister istemez tüm zileyenlere ve özellikle biz Türklere ve de GS’lilere iç çektirmedi değil . Zaten en avunduğumuz noktada bu iç çekişlerdir nedense ... Kedinin ulaşamadığı süte mundar demesi atasözü bu durumu bence çok iyi anlatıyor aslında ...

Sonuç istikrarlı ve planlı bir çalışmanın sonucudur . Bunu deneyen ve bu yola başkoyan hedefleryen takımlar elbet birgün bu başarılı çizgiyi yakalayacaklardır . W.Bremen bu kupayı kazanamamış olsa bile final oynaması ile bence bunu başarmıştır .

Maçta en dikkat çekici nokta S. Donetsk ‘in Hırvat kaptanı Srna’ydı benim için , bir kanat oyuncusunun nasıl bir takımın beyni olabileceğini ve takımını nasıl bir kaptanın sahada yönetebileceğini ve seyricisiyle olsu rakiple olsun nasıl ahenkli ilişki kurulabileceğini ve hırsın azmin ve isteğin bir kupanın havaya kaldırılmasında nasıl etken bir enerji olduğunu kanıtladığı için . Srna ve arkadaşları diyorum ben bu kupayı kazananlara . Birde bu takım için Brezilyalılar takım oyunu konusunda ve koşma konusunda sorunlu karakterde oyunculardır ahkamını kesen bizim sözde futbol alimlerine gencecik Brezilyalı çocukların nasıl koşturulduğunu ve bu oyunu Avrupalı gibi oynayabildiklerini göstermeleri açısından bir ders verdiğini düşünüyorum . Ilsinho'yu ilk yarı çok beğendim ama ikinci yarı oyundan çok düşünce süphelerim arttı .

Werder Bremen’e gelince : Diego gibi bir starın ( Juventus ile sözleşme imzaladı ) bu maçta olmaması büyük kayıptı onlar için . Biraz Pizzaro , biraz da Fritz’in gayretleri dışında çokta ister görünmediler kupayı . Mesut Özdil , çok rahat ve mücadeleden kaçan , tabiri caizse mücadele konusunda kaçak oynayan , defansif yönü zayıf , asistçi özellikleri önde olan ama çokta top kaybıyla oynayan bir oyuncu olarak ayrıca beni oldukça hayal kırıklığına uğrattı . Alman Milli takımında kalıcı olabileceği şüphesi uyandırdı bende . Bilmem belki yanılıyorumdur .

Sonuçta 63 ülke TV’sinin İstanbul’dan canlı yayınladığı bu finali kazananları KUTLUYORUZ !


Shakhtar Donetsk : 2 Werder Bremen :1

Stat: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu
Hakemler: Luis Medina Cantalejo, Jesus Calvo Guadamuro, Roberto Diaz Perez Del Palomar (İspanya)
Shakhtar Donetsk: Pyatov, Srna, Kucher, Chygrynskiy, Rat, LewandoWski, Fernandinho, Ilsinho (Dk. 100 Gai), Willian, Jadson (Dk. 112 Duljaj), Luiz Adriano (Dk. 90 Gladkiy)
Werder Bremen: Wiese, Fritz (Dk. 95 Pasanen), Prödl, Naldo, Boenisch, Frings, Baumann, Niemeyer (Dk. 103 Tziolis), Mesut , Pizarro, Rosenberg (Dk. 78 Hunt)
Goller: Dk. 25 Luiz Adriano, Dk. 97 Jadson (Shakhtar Donetsk), Dk. 35 Naldo (Werder Bremen)
Sarı Kartlar: Dk. 45 Frings, Dk. 82 Fritz, Dk. 115 Tziolis, Dk. 120 Boenisch (Werder Bremen), Dk. 57 Srna, Dk. 77 Lewandowski, Dk. 87 Ilsinho (Shakhtar Donetsk)


Şeref Solmazer
F.D - İstanbul - 22 Mayıs 2009

22 Mayıs 2009 Cuma

Lucescudan bir tokat

Biz Fenerlilerin uzun süredir böyle bir stada sahip olmak konusundaki gururlarına 20 nisan akşamı başka bir gurur daha eklendi ve stadımızda bir Avrupa Kupası finali oynandı...

Shaktar ve Werder Bremen son UEFA kupası şampiyonluğu için kapıştılar.. Ve kazanmayı baştan sona hak eden Ukrayna ekibi kupayı da götürdü..

5 yıldır bu ekibi eski bir tanıdık, Lucescu yönetiyor.. Şimdilerde izledikçe öğreniyoruz ki Shaktar başkanı al demiş takım senin.. tüm yetki de sende.. Takımı sen kur..

Luce de başlamış çalışmaya.. Zaten yeteneklerini hepimiz biliriz..Ortaya eli yüzü düzgün bir takım çıkarmış..

3 defa şampiyonluk kazanmış kendi liginde.. Şimdi de bir UEFA kupası..

Şimdi de iki yıl daha uzatıldı kontratı..

GS de iken süper kupa, şampiyonlar ligi çeyrek finali ve iki sene şampiyonluk kazanmıştı... GÖnderdiler..

BJK de iken 1 şampiyonluk bir UEFA çeyrek finali ve başarıl bir şampiyonlar ligi grup performansı.. Gönderdiler..

Zico da bir şampiyonluk 1 ikincilik bir şampiyonlar ligi çeyrek finali.. GÖnderildi..

Bu ülkedeki yönetim mantığını anlamak ne kadar zor.. Zicoyu gönderen zihniyet, o kadro yürüye yürüye şampiyon olur diyen zihniyet, Aragonnes de gönderelim mi diye düşünüyor..Çok enteresan..

Çarşamba akşamı Luce, türk tipi futbol yönetimine esaslı bir tokat vurdu bence..

Hocayı değil de Shaktarın başkanını transfer etmek lazım..

Guus Hiddink' in başarılı olamadığı tek kulüp neden FB acaba?

Biraz kendimize bakmanın zamanı geldi de geçiyor.. Daumla da Zico ile de devam etmeliydik.. Bu sene alınacak kararlar kulübün geleceğini çok ama çok etkileyecek..

Acaba birşeyler öğrenildi mi yapılan hatalardan? Yoksa mezara kadar bu zihniyete teslim olmuş takımımızı tutarak acı mı çekeceğiz?

Serhat

18 Mayıs 2009 Pazartesi

Biraz Ciddiyet Lütfen

Şadan Kalkavan, henüz açıklamadı ama kulübün başkanlığına aday olacakmış..

Tabi ki aday olur.. En doğal hakkıdır..

Peki aday olurken ne diyor? Aziz Yıldırım' ın başarısız olduğunu, artık tahammülü kalmadığını bu nedenle aday olduğunu söylüyor..

Sonra da ekliyor.. Aziz Yıldırım ı isterse tesislerden sorumlu yönetici yapabileceğini belirtiyor..

Fenerbahçe Başkanlığı kişisel ihtirasların tatmin edileceği yer yani Şadan Kalkavan için..

1998 öncesi bütün virüsler....

Umarım bir daha bu kulüble hiçbir organiz bağınız kalmaz.. Adaylığnızı sunuş tarzınız bile hizip dolu.. Fesat dolu..

En iyiniz çokça eleştirmem rağmen Aziz Yıldırım dan daha betersiniz..

Aziz Yıldırımı çok eleştirdik bugüne kadar.. Ama siz gelecekseniz eğer lütfen o gitmesin..

Serhat..

14 Mayıs 2009 Perşembe

Başkan Fenalaşmış

İşte bu yüzden futbol organizasyonu tamamen değiştirilmeli.. Yani kurulmalı.. Çünkü bir organizasyon yok zaten.. Bir kulübün başkanı bu şekilde fenalaşmamalı sinir krizi geçirmemeli..Sağ duyusunu kaybetmemeli.. Bu takımın teknik direktörüne küfür etmemeli vs vs..

Başkanımızın futbolu bildiğini zannederek aldığı kararlardır sezonun böyle geçmesine sebep olan.. Böyle tek kişi odaklı bir futbol organizasyonunda ki bu kişi futboldan hiç anlamıyorsa her şey mümkündür..Önümüzdeki yıl da herşeye gebedir.. Çünkü yine tepkisel ve akıl dışı kararların hayate geçirilme olasılığı vardır..

Bir tepki verilecekse bu dün akşam değil sezon içerisinde verilmeli idi.. Dün akşam bir final kaybettik ki finaller kaybedilebilir gayet doğaldır..Ama yapısal sorunları çözmek o kadar kolay değildir..

Futbol çok basit bir oyun.. Ama basit oynaması zor demiş Cruyff.. Bir takımı yaratmak ta çok zor bir iş.. İŞin içinde o kadar çok parametre var ki bu kadar çok parametreyi bir kişini kontrol edebilmesi mümkün değil.. 25 kişilik bir ekip, bunların arkasında ayrı bir ekip.. yönetim seyirci teknik kadro.. Sakatlıklar, sezon planlaması, transferler.. Bu nedenle bu profesyonel bir iştir ve aslı işi müteahhitlik olan birine bırakılamayacak kadar da zor bir iştir..Başkasının kurduğu bir takımı başka bir hocaya teslim etmek, o hocanın istediği transferleri yapamayıp sonra da o hocadan performans beklemek nasıl sonuçlanıyor bu sezon gördük..Yönetim dışında kimseyi suçlamıyorum.. Aragonnes bugüne kadar futbola ilişkin ne öğrendi ise onu vermeye çalıştı.. Futbolcular yetenekleri ne kadar ise onu sahaya yansıtmaya çalıştılar.. Ama bu bir takım oyunu.. Takım oyunlarında en önemli unsur moral motivasyon.. Yani herkes yaptığı işten keyif alacak.. Maalesef sezon başından beri kimse yapılan işten keyif alamadı..Ne Aragonnes sahada gördüklerinden ne de futbolcular sahada yaptıklarından zevk aldılar.. Ama bu onların hatası değildi..

Peki şimdi ne olacak.. Defalarca söyledim yine söylüyorum.. Futbol yönetimi kesinlikle profesyonel bir ekibe teslim edilmeli.. Aziz Yıldırım bayan basketbola ne kadar karışıyor ise futbola da o kadar karışmalı.. Yapılması gereken tek şey ekip iyi seçilmeli ve profesyonel iş disiplini yüksek kişilerden oluşmalı.. Kısa orta ve uzun vadeli planlar yapılmalı.. Seçilen hocaya göre takım yapılmalı ya da takıma uygun hoca seçilmeli..En önemlisi bunları yaparken hızlı hareket edilmeli..

FB nin bir başka saha içi problemi de şu.. Çilingir oyuncular vardır büyük takımlarda.. Bunlar kötü oynadığınız maçı bile almanızı sağlarlar.. Arda lincoln baros kewell.. Holosko Bobo Tello Delgado Yusuf.. vs vs.. FB ye gelelim.. Alex Semih başka??? Yani bu tür çilingir oyuncuların eksikliği FB nin özellikle daha alt sıradaki takımlar karşısında yani kapanan takımlar karşısında hele bir de deplasman ise kitlenmesine neden oluyor.. Transferlerde bu tür oyunculara da yer verilmeli ve bu tür oyuncuların sayısı arttırılmalı..

Benim hoca adayım yine söylüyorum.. Lucescu' dur.. Hem oynattığı futbol bizim takımın yapısına uygundur hem de oyuncular ile arası iyidir..

Serhat..

13 Mayıs 2009 Çarşamba

Ne Yapalım Kısmet Değilmiş-Bir Kupa Alamama Hikayesi

O sene Stankoviç vardı takımın başında... Hayal meyal hatırlıyorum... Selçuk falan... 82-83 sezonu... FB nin maçlarına yeni gitmeye başladığımız zamanlar... Ankara' dayım , senede bir kez gidebiliyoruz tabi... Herkesin daha fakir ama daha mutlu olduğu yıllar...

27 yıldır bu takım Türkiye kupasını alamıyor.. Benim hatırladığım son 5 finalin tamamını kaybetti.. Sırası ile GS-GB-GS-BJK-BJK..Bir final sendromu mu? Yoksa kaderin bir cilvesi mi?

Daha önceki finallerde de olmaz şeyler olmuştu ama bu akşam ki BJK maçında ilk olmaz şey kadroyu görünce oldu... Kalede Volkan Babacan vardı. Eminim bütün FB liler onu görünce "Hastir" demişlerdir kibarca... Hele Kocaeli ve Ankaraspor maçında yaptıklarından sonra... Şimdilik bu kaleci seçimi mevzusunu geçelim..Bu maçta şunu gördük.. Mustafa Denizli bu sene neden iki kez yenildiğini biraz anlamış gibiydi.. Ama sanıyorum Aragonnes niye iki kez yenebildiğini tam anlamamıştı..

Ligde Gökhan Gönül stoper oynadı ve BJK nin problemli hücumlarından dolayı kalemiz tehlike yaşamadı diye bu adamdan stoper yaratmak da neyin nesi?.. Gökhan Gönül çok iyi bir sağ bektir... Bir maç çok zorda kalınca stoper olarak kullanabilirsiniz.. Ama bu işin "bok"unu çıkarmanın alemi yok..

BJK ligde orta sahada sadece Ernst' i bırakarak yenilgiye ortam hazırlamıştı. Bugün aynı hatayı yapacağını beklemek hata olurdu.. Nitekim o maçta bek olarak başlayan Ali Bilgin sürekli rakip sahada oynamış ve 2. golün de asistini yapmıştı.. Ancak yediğimiz golde onun hücumdayken yaptığı basit bir top kaybından kaynaklanmıştı..Ali Bilgin de bir bek oyuncusu değildi.. O maçta rakibin hatasından tutmuştu ama bugün tutmadı..

Elinizde Alex adında yetenekli bir adam var.. Ama maç ve antrenman eksiği var.. Üstelik rakibin bugün orta sahada daha güçlü olacağı belli.. Üstelik bu adam penaltıcı ve olası bir 120 dk yı çıkaramama ihtimali güçlü.. Alex ile başlar mısınız? Yoksa siz de orta sahanızı daha diri tutarak gidişata göre değerlendirmeyi mi seçersiniz?..

Uğur Boral sürekli top kaybı ile oynadı.. Lig maçındaki gibi sürekli pas yapayım düşüncesinde değildi.. Acaba bu adama her maçtan önce Barca' yı mı izletmek lazım pas yapsın diye.. Boral çıkmalıydı tamam.. Yerine ise Semih alındı.. Bir anda Deivid-Smih-Alex-Guiza , Ortada Deniz ve Selçuk savunmada ise Ali Bilgin, Gökhan, Lugano ve Carlosa dönüldü.. Gökhan Ali Bilgin' in boşluğunu toparlamak için sağ beke, Selçuk , Gökhan Gönül' ü toparlamak için stopere kayıyordu sürekli.. İşte BJK'nin neden savunmada kaptığı her top ile ceza sahamıza geldiğinin nedeni.. Kocaman bir orta saha sadece Deniz' e emanet edildi.. Ligde Denizli nin yaptığı hatayı bugün Aragonnes yaptı..

BJK nin istediği gibi geniş alanda oynandı oyun.. Onlar da biz de geniş alanda oynadık..Ama onların kadrosu bu oyunu oynamaya daha uygundu...

Hem UEFA ya giderken kaç maç oynayacağımız hem de 27 yıllık hasreti dindirme açısından bu kadar önemli bir maçta kalede bu riski almak da benim anlayabildiğim bir konu değil..

Sonuç: Maçı Aragonnes verdi.. Şimdi kararı verecek olan yönetim... Bir çuval inciri berbat eden yönetim..


Serhat

Fenerbahçe : 2 B.J.K : 4

STAT: İzmir Atatürk
HAKEMLER: Bünyamin Gezer, Tarık Ongun , Asım Yusuf Öz
BEŞİKTAŞ: Hakan, İbrahim Toraman (İbrahim Üzülmez dk. 46), Gökhan Zan, Sivok, Ekrem, Cisse, Ernst, Yusuf (Uğur İnceman dk. 75), Tello, Holosko, Bobo (Nobre dk. 83)
FENERBAHÇE: Volkan Babacan, Ali Bilgin, Lugano, Gökhan Gönül, Roberto Carlos, Deivid, Selçuk, Emre Belözoğlu (Deniz dk. 66), Uğur Boral(Semih dk. 52), Alex, Guiza.
GOLLER: Yusuf (dk. 6), Bobo (dk. 56 ve 73), Holosko (dk. 80) (Beşiktaş), Guiza (dk. 27), Alex (dk. 90+1 pen) (Fenerbahçe)
SARI KARTLAR: Lugano, Semih (Fenerbahçe), İbrahim Toraman, Sivok (Beşiktaş)

7 Mayıs 2009 Perşembe

Şampiyornlar Lİgi Finalinin adı kondu : MANU - BARÇA

Chelsea ve Hiddink için doğrusu dün akşam maç sonrası üzüldüm . Hiddink Barça'nın nasıl etkisiz kılınacağını bence çok iyi çözmüştü ama hakemi çözemediler . Bu yüzden de hak ettikleri turu kaybettiler . Maçın golleride uzaktan ve kurtarılamayacak noktalara giderek gol oldu . Okadar sıkı iki takım maçıydı ki gollerde ancak böyle sıkı olabilirdi .
Barça'nın Real Madrid zaferi etkisiyle dünyadaki tüm gözler bu maça cevrilmişti. Barça yine çok topla oynadı ama bu defa ileride özelliklede Henry'nin yokluğunda neredeyse hiç pozisyon bulamadı . Messi'ye ne alan bıraktılar ne de oynama şansı ama son saniyedeki assistine engel de olamadırlar . Chelsea iki maçıda stratejik olarak çok iyi oynadı . Guardiola çok çaresiz göründü kenarda . Hal ve tavırlarıda bunu zaten kanıtlıyor ama normal tabi . Bu çömez teknik direktörlük başlangıcında final oynamak ...
Sanırım herkesin beklediği bir final olacak . Bu yılın dünyada ki en fantastik iki takımı , dünyanın en büyük iki liginin ( Premier League ve La Liga ) muhtemel şampiyonları ve en iyi futbol oynayan ekipleri karşı karşıya gelecek .
Serhat alttaki yazısında bu anlamda güzel bir yorum getirmiş, genel anlamda bende görüşüne katılıyorum . Yani Manu'nun Barça'yı yeneceğini düşünüyorum ama çok sıkı ve sıkışık bir finalde olabilir . Ama şunu gördük ki hele de eksik olunca Barça İngiliz takımları karşısında oynayamıyor . Messi neredeyse yok oluyor . Oysaki Manu ve Cristiano Ronaldo pek fenalar ... Ayrıca Sir Ferguson'un Guardiola'ya karşıda büyük avantajı olduğunu düşünüyorum
Her iki takımada gönül bağım dahi yok ama çok başarılı bir yıl geçirdiklerine ve çok yetenkli iki yıldıza sahip olduklarına bakarak süper bir final oynayacaklarını umut ederek bir dilenci duası ile yazıyı bitiriyorum .Final sonrası görüşmek üzere ...
Şampiyonlar Ligi Yarı Final İkinci Maçı
Chelsea : 1 Barcelona : 1
Şeref
F.D- İstanbul - 7 Mayıs 2009

Bir Hakem Faciası-Chelsea-Barca

Bu düzeydeki bir maçta bu kadar çok hakem hatasına ilk kez tanık oluyorum. Maçı Chelsea haketmişti.. Ne kadar oyun anlayışlarından ve onları iddialı hale getiren koşullardan hazzetmesem de bu maçın hakkı Chelsea' nin galibiyeti idi. Hakem açık bir şekilde Chelsea'yi doğradı.. Verilmeyen en az 2 penaltı var ki Pique' nin eli ile aldığı top tartışılacak türden değildi. Umarım UEFA bir daha bir hakeme veda torpili yapmaz ve böyle kalitesiz bir hakeme görev vermez...

Maça gelince : İlk maçın kopyası yaşandı desek yeridir , Chelsea sahasında oynuyor olması nedeni ile biraz daha cüretkar, Barca ise 3 önemli kaybı nedeni ile ayarsızdı . Ancak ekstra birşey 0-0' ı bozabilirdi ki o ekstra şey de 9. dk da Essien' den geldi. Üst direğin sol altına yapıştırılan sol ayak bir vole..

Bu harika gol futbol adına büyük talihsizlikti bence . Evet Chelsea artık bıktırıcı öldürücü savunma futboluna dönecek Premier ligde olmanın getirdiği avantaj ile de hızlı hücumlara çıkacaktı.. Nitekim öyle de oldu.. Guardiola, Puyol , Marquez ve Henry' nin yokluğunda bence yanlış bir 11 le çıktı..Daha dengeli olacağını düşündüğü bir 4 4 2 sistemi ile çıktı.. Alvez-Toure-Pique-Abidal, Bosquets, Xavi, İniest Keita-Messi Etoo.

Messi sağa Etoo sola yakın oynadı..Barcanın çok ciddi bir ceza sahası içi problemi başladı.. İçeri girebilen yoktu.. Böyle olunca ceza sahası içine adressiz ortalar başladı..Bu ortalarda uzun ve hamle zamanlaması mükemmel Alex ve Terry tarafından eritildiler.

bence Guardiola Gudjohnsen' i bu maçta kullanmalıydı.. Chelsea'nin Barca' yı mahkum kıldığı oyununun doğal zorunluluğu idi bu.. Ancak nedense bu oyuncudan faydalanılmadı . Üstüne skor dezavantajı da oluşunca aman vermeyen Chelsea savunması arasında geçen hafta sonunun kahramanları kaybolup gittiler..

Chelsea ise çok iyi yaptığı şeyi bir kere daha iyi yaparak finale çok yaklaştı ama sanıyorum futbol ilahları Barca' nın sene boyu göstermiş olduğu performansa kıyamadılar.. Son dakikada da olsa turu Barca' ya verdiler. Ama Chelsea ye bu kez gerçekten üzüldüm.. Geçen seneki büyük kısmetsizlikten sonra bu sene de bir son dakika golü ile finalden oldular.. Üstelik golden sonraki hücumlarında bile pozisyon buldular ve bu pozisyonda da penaltıları verilmedi..

Bu maç neyi gösterdi peki? Barca sık paslı o göze hoş gelen oyununu her yerde herkese karşı oynayabilir... Premier lig ekipleri dışında ! Bu ligin üst düzey takımlarının erişmiş olduğu pres seviyesi Barca gibi bir takımı tökezletiyor.. Barca' yı eleyebilecek 3 takım Liverpool Chelsea ve Manu idi bence.. İkisinden bir şekilde yırttılar, üçüncüsü ile final oynayacaklar.. Final için favorim kesinlikle Manu..

Çünkü Manu Chelsea gibi sadece savunmayı tercih edebilecek bir takım değil.. Hem iyi savunan hem de iyi hücum yapan bir takım.. Manu' nun finalde farklı kazanacağını düşünüyorum.. Gönlüm Barca dan yana olsa da..


Serhat

6 Mayıs 2009 Çarşamba

Şampiyonlar ligi ilk finalist MANCHESTER UNITED

Manu deplasmanda Arsenal 'i 3-1 gibi farklı bir skorla mağlup edip geçen yılın ardından yine finale kaldı .
Maça çok hızlı başlayan Manu genç solbek Gibbs2in hatasında Park ile buluduğu golün arkasından 10. dakikada muhteşem frikikçi C. Ronaldo ile farkı 2'ye çıkarınca Londra'da umutlar çime gömüldü Arsenal için . Manu açıkçası daha ilk dakikalar itibarı ile rakibine şans dahi vermyecek bir oyun oynayarak çok rahat ve hakeder biçimde finale kaldı . Bakalım finaldeki rakipler kim olacak . Geçen yılın aynısı Chelsea mi ? Yoksa bu yılın dünyada Manu ile birlikte en çok ilgi çeken ikinci takımı Barça mı ?
2009 Şampiyonlar Ligi Yarı Final 2. Maçı
Arsenal : 1 Manchester United : 3

4 Mayıs 2009 Pazartesi

Aragonnes'ten ilginç açıklamlar

" ... Bence Gökhan, bekten daha iyi bir performans sergileyebilecek bir stoper olabilir. Ben zaten Gökhan'ın olağanüstü bir iş çıkaracağını biliyordum. O sağ bekte ileri çıkınca sağ bekte final paslarında hata yapıyordu. Ali de sağ bek pozisyonunu kazanmaya ve iyi iş yapmaya başladı. Ben zaten her gün Samandıra'dayım futbolcularımla birlikteyim. Onları benden daha iyi tanıyan olamaz. Avantajlarını biliyorum. Daha iyisini bilen bendim ve problem yaşamayacağımızı biliyordum. Uzaktan bakınca farklı şeyler düşünülebilir, bu doğaldır. İlk yarıda olağanüstü paslar attık. İkinci yarı uzun oynadık ve acele ettik. Bunu yapmamız lazımdı. Pas yapma konusunda ısrarlı olacağım"

30. Hafta : Bir klasik BJK :1 Fenerbahçe : 2

Şu çok açık ki ; Fenerbahçe bir hedef takımı ve en azından kendi hedefi yoksa hedefi olanların avcısı . Çünkü bu oyuncular ancak bu şekilde motive olabiliyor ya da kendilerine hedef seçiyorlar . Dün akşam FB öyle acayip bir ilk yarı oynadı ki BJK ne yapacağını şaşırdı 10 pasa ve üzerine çıkan mütiş paslaşmaları defalarca yaptılar , FB topu koştururken BJK' li futbolcular çaresizce topun peşinde koşmaktaydılar . Her nekadar maçın sonunda topla oynama oranları %51 BJK , %49 FB görünsede bu Aragonnes'in Emre ve Semih değişiklikleri ve ikinci yarıda neredeyse hiç oynamayan Deivid'den kaynaklanıyordu. Oysaki maçın esas gidişatını bir ara ilkyarıda ekrana yansıyan oran açıklıyordu FB %66 BJK %34 . Aragonnes'in takıma aslında bir oyun anlayışı yerleştirmek istediği ve eğer başarabilecek olsalar bu ligün üstünde futbol oynayabileceklerini kanıtlar bir oyun vardı dün akşam . Ama oyuncu kalitesi ve kadro zenginliğinin bunda etken olduğu muhakkak . Oyuna giren Kazım, Deniz , Gökhan E.'nin bu teknik gücü devam ettiremedikleri dün akşam açıkça göründü . Ayrıca dün akşam istatistiklerinde çok açık gösterdiği BJK'nin gerçek kalitesi ve ligin durumuda kanıtlanmış oldu . BJK şu ana kadar ligin ilk altısındaki takımları yenememişti . Nasıl bir şampiyonluk yarışıysa bu ! Oysaki FB bu altı takımla oynadığı maçlarda neredeyse kaybetmedi ( Bursa mağlubiyetini saymazsak )
Bu yıl FB açısından tamamen kendi sorumsuzlukları sebebiyle kaybedilmiş bir yıl oldu . BJK ve Sivas'ta bu boşlukta bu ligin şampiyonluk adayları kaldılar ! Oysa GS yada T.S bile şu anda ligin zirvesinde olabilirdi .
FB bu oyunu ile bence Kupa içinde BJK'ye önemli bir göz dağı verdi . Hem de yedek kadrosu ile .
Benim tek bir kanaatim var bu Fenerbahçe büyük maç kaybetmez ! Gerisini varın siz yorumlayın .
Şeref
4 Mayıs 2009
F.D- İstanbul
Beşiktaş : 1 Fenerbahçe : 2
STAT: BJK İnönü
HAKEMLER: Yunus Yıldırım, Serkan Gençerler, Volkan Narinç

BEŞİKTAŞ: Rüştü, Ekrem Dağ, İbrahim Toraman, Gökhan Zan(Cisse dk 46), İbrahim Üzülmez, Holosko, Fabia Ernst(Serdar Özkan dk 71), Sivok, Tello, Delgado(Yusuf dk 46), Bobo.
YEDEKLER: Hakan, Serdar Kurtuluş, Zapatocny, Uğur
TEKNİK DİREKTÖR: Mustafa Denizli

FENERBAHÇE: Volkan Demirel, Ali Bilgin, Gökhan Gönül, Yasin, Roberto Carlos, Selçuk, Emre Belezoğlu(Deniz dk 56), Uğur, Deivid(Gökhan Emreciksin dk 87), Semih(Kazım dk 64), Guiza.
YEDEKLER: Volkan Babacan, Can, Wederson, Maldonado,
TEKNİK DİREKTÖR: Luis Aragones
GOLLER: Güiza (dk 32), Semih (dk 54) (Fenerbahçe), Holosko (dk 64) (Beşiktaş)
SARI KARTLAR: Gökhan Zan (Beşiktaş) Roberto Carlos (Fenerbahçe).

Fenerbahçe İsterse Kazanır !

Fenerbahçe isterse kazanır diye düşünmekteydim maçtan önce.. İstediler ve kazandılar..

Puan durumundan bağımsız olarak düşünelim.. Fenerbahçe BJK den daha iyi bir takım.. Kendi yarattığı sorunları çözemediği için bugün bu halde FB... Ama geçen yıl şampiyonlar ligindeki iyi maçlarından beri bu takımın "büyük" maçları oynama alışkanlığı çok farklı.. Ülke standartlarının üzerinde bir pas oyunu ile bu tür maçların önemli bir bölümünü son 3 yılda kazandılar.. Ama hiç unulmadık maçlarda da puan kaybettiler.. Kadronun rotasyona müsaade etmeyen bir yüzeysellikte olması bence en önemli nedenlerden biri... Sıkıntı doğduğunda sorunu çözecek kalitede bir yedek kulübesi maalesef Zico döneminden beri yok bu takımda..Ve yönetim bu tespiti yapmak bir yana sene başında faturayı Zicoya keserek ne denli sorunları çözmekten uzak olduğunu gösterdi..

FB nin bu tür maçlarda klasikleşen pas oyunu BJK yi hemen maçın başında esir aldı ve bu esaret Emre ve Semih' inoyun kenarına alınışına kadar sürdü.. Semih dışarı çıktıktan sonra FB ilerde bir türlü top tutamadı ve son yarım saati kendi sahasında kabullenmiş oldu.. Ancak niteliksiz BJK hücumları çok önemli bir tehlike atlatılmadan bu bölümün de geçilmesini sağladı..

Hem Kadıköydeki hem de İnönüdeki maçta Guiza gol vuruşu becerisini bizlere göstermiş oldu.. Uygun sistemde iyi bir santrfor olduğunu bir kere daha anlamış olduk.. İlk goldeki soğuk kanlılığı ve vuruş kalitesi/zamanlaması ile tabelayı değiştirdi..

İkinci yarıda ise bir Barca golü izletti takımımız bize.. 16 pasın ardından gelen usta işi bir vuruşla Rüştü bir kez daha mağlup edildi..Bu gol yılın en güzel gollerinden biri idi bence..

Sonuç.. Takımda hala bir potansiyel olduğunu ancak futbol organizasyonundaki ciddi eksiklerimiz nedeni ile hedeflere ulaşılamadığını görmüş olduk..Yönetim bu organizasyonu artık sağlam bir şekilde oluşturmalı ve bundan ötesini işin ehli insanlara bırakmalıdır..

Serhat..

1 Mayıs 2009 Cuma

Elbette Fark var

Çarşamba akaşmı Old traford da olan biten, futbol denen oyunun en üst seviyesiydi.. Özellikle Manu açısından..

Bir defa orada kimse sisteme takılmıyor bence.. 4 3 3 müş, 442 imiş kimsenin çok umrunda değil.. İki şeye bakıyorlar.. Top kendilerindeyken alınan pozisyon.. ve top rakipteyken alınan pozisyon..

İyi hucumun birinci şartı iyi savunmadır.. iyi savunmanın da ilk koşulu iyi hücımdur.. Bunlar birbirini gerçekten besleyen şeyler.. Buna çok dikkat ediyorlar.. Dolayısı ile Rooney de Ronaldo da iyi birer savunmacı.. Tevez de öyle.. İşte bu nedenle de golü Ohea atabiliyor..Top rakibe geçtiğinde mümkün olan en kısa sürede topu kapmak en önemli amaç..Rakip kaleye ne kadar yakın mesafede kapılırsa o kadar iyi hücum yapılabileceğini herkes biliyor çünkü..

Ve tabi inanılmaz bir hız.. Sert hızlı atılan paslarla rakip oyundan düşürülüyor.. Kimse ekstra beklenti içinde değil.. Top kontrlünde ve hızlı paslaşmada kalite herkesin birinci önceliği.. Ayrıca şut atamayan bir oyuncu bile yok.. Carrick vuruyor, Oshea vuruyor, Fletcher vuruyor, Tevez Rooney Ronaldo zaten vuruyor..Ebra vuruyor.. Herkesin şut attığı bir takım.. Hücuma çıkılırken de savunmada kalınırken de herkesin en kısa sürede doğru pozisyonu aldığı inanılmaz bir oyun sistemi..Muhteşem bir taktik disiplin.. Sonuç: Bu düzeydeki bir maçta bile en az yorulan adamlardan biri Ferdinand..

Arsenal bu maçta rakibinin epey gölgesinde kaldı.. Bir türlü oyun tutturamadılar.. Manu izin vermedi buna.. Almunianın başarılı performansı biraz da şansları skoru 1 0 da tuttu.. Arsen Wnger' in sürekli gençleştirme sisteminin birşeylerin daha ileriye gitmesini engellediğini düşünüyorum.. Sürekli değişen bir kadro ile performansta devamlılık sağlama konusunda problem yaşıyorlar.. Bence bu turda yine veda edecekler Şampiyonlar Ligi' ne.. Gerçekten Manu ile aralarında ciddi fark var.. En azından bu maçta öyleydi.. Yine de kendi evlerine makul bir skorla dönüyorlar.. Ama Manu öyle bir top oynadı ki şu an Barca dahil hiç bir takım bence bu seviyede değil..

Bizim spor programlarında şöyle bir alışkanlık başladı.. Herhangi bir lig maçını yorumlayan biri yorumun sonunda işi Premier lige bağlayıp bizim ligimizin ne kadar kalitesiz olduğundan dem vuruyor.. Bence bu elma ile armutu kıyaslamak gibi birşey.. Premier ligle Türkiye Süper ligini karşılaştırma ihtiyacı nerden doğuyor tam olarak anlamıyorum ama iki organizasyon arasında o kadar çok fark var ki farkın olmaması zaten mümkün değil.. Burdan kıyaslama yapacaksak eğer.. Spor yazarlığı açısından da iki ülke arasında ciddi fark var.. Hakemlik açısından da.. Yöneticilik açısından da. Yani sadece sahada oynanan oyunu izleyip, "ya bi adamların oynadığı oyuna bak bir de bizimkilere" demek, büyük saygısızlıktır.. Daha ileriye gitmenin yollarını hep birlikte arayalım ama sadece kıyaslamayı sahada oynanan oyun ile yapmayalım lütfen.. Bir çok alanda çok önemli fartk elbette var.. Ancak bizim ligimizde Avrupa' nın büyük liglerden sonra gelen en önemli liglerinden biridir bence.. Ve her geçen gün daha ileriye gitmektedir.. Elbette yapılması gereken daha çok şey var.. Ancak nedense bizde büyük takımlar krize girdi mi lig bir anda kalitesizleşir.. Sivas' ın şampiyonluğu ile birlikte bu ligin çehresi de değişecek umarım..

Yani daha iyi için çalışmak çok çalışmak gerek... Ama elma ile armutu da kıyaslamak analitik bir hata olur.. La liga ve Premier lig dışındaki ligler öyle aman aman bizden uzak liglder değil kalite olarak... Bir italya liginin hali içler acısı örneğin.. Biz kulüpler seviyesinde yönetsel açıklarımızı kapatırsak çok kısa sürede sayılı liglerden biri haline gelebiliriz. Bu potansiyel var.. Özellikle yeni ve daha vizyon sahibi teknik direktörlerin döneminin başladığını görmek gerekir.. Eskinin Erdoğan Arıcaları, Samet Aybabaları, Yımaz Vuralları sahneden çekiliyorlar.. Eskinin yöneticileri de yavaş yavaş da olsa tasfiye ediliyorlar.. Artık Ertuğrul Sağlamlar, Tolunay Kafkaslar, Bülent Uygunlar geliyor.. Ben bu yeni dönemden çok ümitliyim açıkçası..Ama büyükler için daha sıkıntılı bir dönem başlayacak.. Artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacak çünkü..

Serhat

29 Nisan 2009 Çarşamba

Şampiyonlar Ligi Yarı Final 1.Maç - M.United :1 Arsenal :0

Yarı finalin ilk maçlarının ikncisinde de 1 gol çıkabildi ancak . Ciddiyet ve risk arttıkça ayrıca Avrupa2nın son dört takımı kalınca kalitenin de etkisiyle çok denk kuvvetlerin maçlarına şahit oluyoruz iki gecedir . Ferguson ve takımı kendi evinde daha farklı bir favori görünmesine rağmen . Wenger klasiği " çömez" gençlerin oluşturduğu takım Manu'ya bir glden fazla şans tanımadı . Bunda kalecİ Almunia'nın ilk yarıdaki başarılı kurtarışları ve Ronado'nun ikinci yarıdaki muhteşem ve ona has şutunun direkten dönmesin de etken olduğunu söylemeliyiz .
Şu bir gerçek ki bu adamlar başka futbolu bizim ülkemizde oynananın çok ötesinde başka bir mücadele , teknik , taktik ve anlayışla sahaya yansıtıyorlar . Bu yüzdende son beş yılda kadrolarında ( özellikle Arsenal'in ) sürekli gençleştirme ve değişim olsada 20 takım arasına 12 kez giriyorlar . Maç öyle üst düzey bir maçki ama bir okadar dikkat ve teknik birliktelği ve uyumu var k sahada gıpta etmemek mümkn değil . Bu düzeyde top oynayabilmek için bunun blimsel incelemesini iki profosör Fergusn ve Wenger hocaların derslerine girerek öğrenebilriz .
En çok dikkatimi çeken başka bir konuda sahada okadar uzun süredir oynayan yada ilk kez oynayan birçok oyuncunun yaşlarıydı . Bu oyuncular ülkemizde olsa - yaş , tecrübe vb- çeştli bahanelerle ancak yedek kulubelerine mahkum olurlardı . Manu'da Arnderson 21 yaş , Rooney 22 yaş , sanırım Ronaldo da 23 civarı olması lazım . Ama Arsenal bu yaş konusunun fenomen takımı . 31 yaşındaki kaleci Almunia ,Toure 28, Adebayor 25, Sagna 26 yaşındalar , şimdi çömezler bir bakın Gibbs 19, Diaby 21 , Fabregas 21 ( kaptan),Wallcot 19,Song 21 ,Nasri 21 yaşındalar ... Bu yaşlarla Şampiyonlar liginde final kovalayan takımlar en üst düzey hedefe koşarken , bizim takımlardaki bu yaş gruplarının ancak antrenman topçusu ya da çömez ve tecrübesiz sıfatıyla güvensizlikle yorumlanması bizim futbolumuzda ki gerçekleri göstermektedir .
Sonuç olarak iki üst düzey İngiliz takımın maçından ilk raundu Manu kazandı ama Topçuların kendi evlerinde en azından turu son dakikalara kadar kovalama şanslarının olduğunu düşünüyorum. Biraz daha hücuma oyunu yıkmaları gerekecek ve Ronaldo'yu da arkada asla unutmadan .
Son sözde Ronaldo'ya , bu muhteşem adam kendine has bir vuruş tekniği geliştirmişki topun auta çıkacak gibi görünürken birde aşağıya doğru aniden yönlenmesi özel bir teknik ve özellik olarak futbol dilencilerinin arayıpta çok az bulduğu güzelliklerden birisi doğrusu . Teşekkürler !
Stat: Old Trafford
Hakem: Claus Bo Larsen (Danimarka)
Manchester United: 1-Edwin van der Sar; 22-John O'Shea, 5-Rio Ferdinand (23-Jonny Evans 88), 15-Nemanja Vidic, 3-Patrice Evra; 24-Darren Fletcher, 16-Michael Carrick, 8-Anderson (11-Ryan Giggs 67); 7-Cristiano Ronaldo, 32-Carlos Tevez (9-Dimitar Berbatov 67), 10-Wayne Rooney.
Arsenal: 1-Manuel Almunia; 3-Bacary Sagna, 5-Kolo Toure, 18-Mikael Silvestre, 40-Kieran Gibbs; 2-Abou Diaby, 17-Alex Song; 14-Theo Walcott (26-Nicklas Bendtner 71) , 4-Cesc Fabregas, 8-Samir Nasri; 25-Emmanuel Adebayor (9-Eduardo da Silva 83)
Gol: Dk. 17 John O'Shea
Şeref

Şampiyonlar Ligi Yarı final 1. Maç / Barcelona : 0 Chelsea : 0

Guss Hiddink büyük bir teknik direktör olduğunu kanıtması için bu kupayı kazanmasını gerçekten çok istiyorum . Bunu hak ettiğinede yürekten inanıyorum . Profosyonelliğine de saygı duyuyorum . Maçı tecrübesiz Guardiola'ya göre çok daha iyi analiz ettiğini dün akşam kanıtladı bana göre . Lampard gibi bir oyuncuyu alıp Belletti' yi sokmak kolay bir iş değildir . Futbolu bırakma noktasında ki Drogba'yı futbola döndürmesi bile büyük başarıdır . İvonoviç transferi ilede Chelsea'ya damgasını vurdu. Hatta dün akşam MESSİ denilen ve erken Futbol Tanrısı ilan edilen çocuğun nasıl etkisiz kılınacağınıda dünya futboluna göstermiş oldu. Neyse bu sanırım Messi için bir şans olsa gerek . Demek ki Maradona olmak için sadece Arjantinli olmak yetmiyor ! Biraz daha karizma ve çalışma hatta hırs ve azim gerekiyor , sahtekarlığa ve penaltılarada sığınmadan , yani gerçek bir yıldız argümanlarını göstermesini bekliyor ve diliyorum . Çünkü çok özel bir adam , ama genç !
Maçın özeti bence Hiddink'tir . Maçı Hiddink kilitlemiş , Guardiola ve Barça bu kilidi açamamıştır . İngiltere'de ki maçında benzer bir taktik mücadeleye sahne olacağını beklemek sanırım yanılgı olmaz .
Hakem'in Henry'nin ceza sahasındaki düşürülmesine penlatı çalmaması ve Ballack'ı Puyol'u atamaması bence cesaretten uzaktı . Aklıma takılmışken söylemek isterim .
BARCELONA : 0 CHELSEA : 0
Barcelona: Valdes, Dani Alves, Marquez (Puyol 52), Pique, Abidal, Xavi, Toure Yaya, Iniesta, Messi, Eto'o (Bojan 82), Henry (Hleb 87).
Chelsea: Cech, Ivanovic, Alex, Terry, Bosingwa, Mikel, Ballack (Anelka 90), Essien, Lampard (Belletti 71), Malouda, DrogbaSarı kartlar: Toure Yaya, Puyol, Alex, Ballack
Hakem: Wolfgang Stark (Almanya

Kurnaz Topçu ! ( : - )

Kurnaz Topçu(!)

Almanya Üçüncü Futbol Ligi’nde mücadele eden Eintracht Braunschweig takımının Türk futbolcusu Selim Aydemir’in, koşu antrenmanı esnasında tramvaya binmesi nedeniyle kulüpten kovulduğu bildirildi.

Tuncay Şanlı ve Selçuk Şahin üzerinden iki örnek !


Biri İngiltere' den diğer Türkiye' den iki açıklama . Ama ikiside tanıdık !

( Kıyası yaparken lütfen ülkeleri , futbol mentalitelerini , kültürlerini , taraftar profillerini ve özel şartlarını şöyle bir gözünüzün önüne getirerek yorumlamaya çalışınız lütfen )


Önce İngiltere
İngiltere'de Tuncay Şanlı Middlesbrough'yu karıştırdı.
Düşme hattındaki Middlesbrough'nun Portsmouth ile 1-1'i ancak 90+3'te kurtarabildiği maç sırasında stadyum "Bizim tek bir oyuncumuz var o da Tuncay" tezahüratlarıyla inledi.Diğer oyuncular top aldıklarında seyircilerden ıslık ve yuh sesleri yükseldi.Maç sonunda takım kaptanı, "Tuncay için yapılan tezahuratlar takımın geri kalanı için büyük saygısızlık" diye açıklama yaptı. Middlesbrough taraftarları top Tuncay haricinde hangi futbolcuya gelirse gelsin ıslıkladı. Statta maç boyunca fırtına gibi esen ve sahanın her yerinde basılmadık yer bırakmayan Tuncay için, "Bizim tek bir futbolcumuz var" (We have only one player) tazahuratı yapıldı. Bu durum takım menajeri Southgate'i çok sinirlendirdi. "Tuncay için yapılan tezahuratlar takımın diğer oyuncuları için çok büyük saygısızlıktı" dedi.
Sonra Türkiye
FB Kaptanı Selçuk , Taraftarın " oley , oley " prtestosuna tepki gösteriyor
Fenerbahçe taraftarı ardarda gelen kötü sonuçlar ve özellikle de sahada ki kötü ve isteksiz futbol karşısında son iç saha Ankaragücü maçında takımı ve o an sahada kaptan olarak oynayan Selçuk Şahin'i ıslıklayınca , Selçuk Şahin'de alkışla seyircinin bu tepkisine tepki verdi . Ortam gerildi . Bakın Selçuk bundan sonra nasıl açıklama yapmış .
" ... dün akşam yaşananlar, hem beni hem de takım arkadaşlarımı gerçekten de derinden üzmüştür... Bu sene hiçbir şeyin istediğimiz gibi gitmediğini biliyoruz. Tüm takım olarak bunun farkındayız ve bu yüzden de çok üzgünüz. Ama bu durum, biz sahada bir şeyler yapmaya çalışırken , asla bu takımı küçümsemeyi, motivasyonunu ve konsantrasyonunu bozmayı gerektirmez. Dün oynadığımız Ankaragücü maçında, mağlup durumdayken ve takımımız pas yaparken, kendi taraftarlarımızın 'Oley, oley' diye seslerini yükseltmeleri, takımın kaptanı olarak sahaya çıkan beni çok üzdü. Bir tepki vermem gerektiğini düşündüm. Takımı korumak adına, bize bu tür tepkide bulunan taraftarlara alkışla karşılık verince, bütün tepki bu sefer bana döndü. O dakikadan sonra ayağıma topu her aldığımda ıslıklandım. Ben burada takım kaptanı olarak doğru hareketi yaptığımı düşünüyorum. Bugün yine aynısı yapılsın, aynı tepkiyi düşünmeden veririm. Fenerbahçe formasını giyen her oyunca, sırtına o formayı geçirdikten sonra, her zaman için şampiyon olmayı ve tüm kupaları almayı ister. Ama maalesef bu her zaman için mümkün değil. Eğer ortaya kötü bir oyun çıkarıyorsak, taraftarlarımızın bizi protesto etmesi kadar doğal bir şey olamaz. Ama dün seçilen protesto yolunun taraftar adına yanlış ve bizi sahada hiçbir şey yapamaz hale getiren bir yol olduğunu düşünüyorum. Fenerbahçeli hiçbir oyuncu bu şekilde protesto edilmeye layık değildir. Böyle bir davranış o futbolcudan çok, şerefle taşımaya çalıştığı Fenerbahçe formasına yapılmış bir haksızlık ve saygısızlıktır" dedi.

Yorumu siz de yapın ama ben şunu söylemek isterim : Selçuk dışarıdan bakınca kağıt üzerinde güzel sözler söylemiş , o yüzden bir kıyas olması için İngiltere örneğini de koydum . Selçuk birkere kendi içinde tutarlı değil , tutarsızlıkları renklendirmeye çalıştım. Hem taraftar bu başarısızlığı protesto eder doğal deyip , sonrasında küfür dahi olmayan o tür bir protestoya bunca cevap yetiştireceğine , madem bukadar duyarlı ve olgun bir takım kaptanı olarak kendini görüyorsa çıkıp bu durumun gerçek sebepleri ya da takımın ve takım arkadaşlarının sahada ki bu durumunun sebepleri ve bunu çözmek için ne gibi tedbirler alacaklarını futbolcu arkadaşları adına da söylemelidir . İşine gelmeyince çağdaş ve modern futbol ülke mentalitesi ve kültürünü kullanıp , diğer konularda hiçbir açıklama yapmamakta sanırım bize özel bir durum olsa gerek . Selçuk örneğinde olduğu gibi bu yıl kontratı biten Selçuk'un FB'deki onca geçmişinin muhasebesini yaparken de transfer ücreti isterken de hep aynı duyarlılıkta olmasını diler ve umarım . Saha dışında , çümlemin başında da söylediğim gibi dışardan bakılınca çok doğru görünen açıklamaları yapmak için önce maç öncesi içi ve sonrasında o mesleğe ve o camialara ve o kültüre göre uygun profosyonellikte ve ahlakta çalışarak sonuçlarını en azından yansıtma gayretlerinin görünmesi gerekmektedir . Merak etmesinler o zaman nekadar maniplasyona açık olsa da tribünler hakkını verecektir emeğin . Sevgili Selçuk 'ta umarım yukarıda ki İngiltere örneğini hemde çok yakından Tanıdığı bir ismin durumuyla konuyu çok kolay kavrayabilecek ve kendileri ile kıyaslayıp empati yapma olanağı bulacaktır kanaatindeyim .

Şeref
F.D - İstanbul
28 Nisan 2009

Not: Selçuk bir sembol olarak kullanılmıştır , bir örnek ve bir örnek mentalite olarak yorumlanmıştır . Yoksa kendisine hertürlü eleştirilere rağmen FB'li futbolcu olarak kapasitesiyle alakalı olarak oynadığına inandığım için sempati duymaktayım . Bundan sonraki hayatında da başarılar dilerim ama mümkünse artık FB misyonunu doldurduğunu nacizane paylaşmak isterim kendisiyle . FB seyircisini anlayamayan bir kaptan çok düşündürücüdür çünkü!
Bir espri , bir alıntı
Millyet Gazetesi Blog sayfalarıdan bir yazardan(*) FB'li futbolculara güncel bir reklam sloganı üzerinden espirli eleştirisinide paylaşmak istiyorum
" ... Takım tam bir gamsızlar topluluğu olmuş . Aynı reklamlardaki gibi ... Yiyiyosi içiyos , sözleşme yapıyos ,yatıyos hadi bize adioos dercesine ... "
(*) (Ahmet Çeliksüngü'nün Futbol başlıklı yazısından kısa alıntı )

Küresel Isınma ERİTİYOR ! Fenerbahçe : 1 Ankaragücü : 2

29. Hafta maça görünümü
YORUMSUZ é


Fenerbahçe : 1 Ankaragücü : 2

STAT: Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu
HAKEMLER: Koray Gençerler, Adil Sinem, Ali Zağlı
FENERBAHÇE: Volkan Babacan, Ali Bilgin, Yasin, Önder, Roberto Carlos, Gökhan Emreciksin, Selçuk, Deniz (Alex dk 24), Wederson (Gürhan dk 46), Deivid , Guiza
ANKARAGÜCÜ: Serkan , El Yasa , İsmail Bouzid , Dos Santos , İlkem , Barbaros, Semavi , Kerem , Mehmet Yılmaz (Özgür dk 90+2), Iglesias (Murat dk 81), De Nigris (Jaba dk 46)
GOLLER: Iglesias (dk. 4), Jaba (dk. 60) (Ankaragücü) Deivid (dk. 78) (Fenerbahçe)
SARI KARTLAR: Gökhan Emreciksin, Önder (Fenerbahçe), De Nigris, Barbaros, Kerem, Jaba (Ankaragücü)

28 Nisan 2009 Salı

Ve Bitti !

Sadece bir sezon olarak değil, hep bir süreç olarak bakmaya çalıştım bu seneye.. 2003-2006 arası yapılanlar ve sonrasında eski zihniyete dönüş ve kaçınılmaz çöküş..Rüzgar ekenler bu sene fırtınayı biçtiler ve maalesef FB. Aziz Bey' in geldiği yıla göre bile daha geride şu anda.Yani 11 senenin sonunda elde kocaman bir " sıfır " var ve toparlanması gereken bir enkaz.

Artık yönetimi eleştirmeyeceğim.Zaten sürekli bahsettik. Ama bundan sonra ne yapılması gerekir bölümü gerçekten zor bir bölüm... Önce yapılması gerekeni , ama bu kulübün asla yapamayacağı konulardan bahsetmek istiyorum.

Elimizdeki yapı şu . Futbol tarafı organizasyon anlamında inanılmaz derecede zayıf, amatör branşlar tarafı ise son derece organize bir kulüp. Sorun her alanında iddialı hale gelmiş, burda başkanın hakkını yemeyelim, ancak başkanın bizzat müdahalelerinden dolayı futbolu oturtamamış bir organizasyon var elimizde..

Ame esas faaliyet alanınının ve ekonomik olarak kulübü döndürenin futbol olduğunu bilmekteyiz . Elimizde ise kadro olarak çökmüş bir takım var...

FB nin ilk onbirine bir bakalım

Volkan- Gökhan Gönül, Edu, Lugano, Carlos - Deivid , Selçuk, Emre , Uğur Boral - Alex , Guiza (Semih)

Kale neyse Türkiye standartlarında yeterli. Bu seneyi de iyi geçirdi. Savunma bence çok iyi kadro olarak . Mental sorunlar olduğunu görsek de zaman zaman... Problem orta saha ile birlikte başlıyor. FB yi esas çökerten bölüm Selçuk, Emre, Uğur Boral bölümü . Üçüde ideal yedek pozisyonunda olabilecek düzeyde bir orta saha ile bu kadar oldu ki bu arkadaşlardan Selçuk ve Emre bu sene devamlılık da sağlayamadılar . Bence sağda Deivid bile FB' den gitmelidir... Ya da vatandaş olup değerlendirmelidir . Yani özetle Alex' in arkası ve kanatlar problemi doğurmuştur..

İkinci problem ise yedek kulübesinin inanılmaz kalitesizliği olmuştur. Yani özetle bir yönetim faciası yaşanmış ancak en azından kupanın bir ucundan tutulmuştur...

Guiza transferinden büyük ders alınmalıdır.. Bu transfer Türk futbol tarihine de bir ders olarak geçmelidir. BU paraya bu transfer , insanın aklına başka şeyler getirmektedir... Guiza en uygun teklif verene hemen satılmalıdır.

FB Edu'yu da sakatlığı nedeni ile göndermelidir... Lugano son hareketinden sonra büyük ihtimal kalacak...

Ama kadrodan önce Aziz Yıldırım futbolun yönetiminden çekilmeli ve işi ehline bırakmalıdır. Bir futbol organizasyonu kurulmalı rüştünü ispatlamış iyi bir hoca getirilmeli ve transferlere başlanmalıdır. Bir defa yedek kulübesi kaliteli oyuncularla zenginleştirilmelidir...

Enkaza rağmen FB nin hala bir şansı vardır. Hala çok iyi oyunculara da sahiptir , tek mesele kimyası düzgün bir takım yaratmaktır. Aziz Yıldırım tıpkı diğer branşlarda olduğu gibi futbolu bilmediğini kabul etmelidir ve organizasyon buna göre bilenler tarafından şekillendirilmelidir.

Yeniz sezonda hoca olara Luce' yi görmek isterim açıkçası . Ama futbol böyle yönetildiği sürece bizim istediklerimizin olmasını beklemek hayal olur.

Josico ve Maldonado yerine iki adet , oyunu iki yönlü oynayabilen orta saha oyuncusu , Senna ve Xabi Alonso meselela.. ( :- )

Sola kanata şut atan, golcü özelliği bulunan en az Tuncay kalitesinde bir oyuncu.. İyi bir santrfor. Mesela Barça'dan Gudjohnsen .

İçerden ise adaylarım: Sercan , Volkan Şen, Mehmet Yıldız, Özer Hurmacı,

Kulübümüzün amatör branşlardaki başarıları devam ediyor. Bayan basketçilerimiz Türkiye Kupasından sonra yarı finalde GS yi eleyerek finale kaldılar . Şampiyonluk yine yakın. Bayan voleybolcularımız Eczacı karşısında seride 2-1 öndeler (*) . Umarım bu akşamki maçta kupayı kaldırırlar. Erkek voleybol takımımız finalde kaybettiler , Onlara da bir tebrik. Son olarak erkek basketbol takımımız Solomon transferi ile play off' lar öncesi müthiş bir hava yakaladı.

Aziz Bey in amatör branşlara karışmadığı o kadar belli ki...


Serhat
(*) 3-1 ile Türkiye Şampiyonu oldu , Bayan Valeybol Takımı .

22 Nisan 2009 Çarşamba

Türkiye Kupasında Fenerbehçe Finalist

Maçı bir grup arkadaş seyrettik , maç önü skor ve maç tahmini yaparken hepimiz zorlandık , sonunda birtürlü bir skor tahmin edemeyince 0-0 bitebilir dediğimi hatırlıyorum . Sivas'ın etliye sütlüye dokunmayan futbolu ve haftasonu Trabzon maçına konsantrasyonu sanırım onları bu hedeften uzaklaştımıştı . Yoksa dün akşam ki FB 2-0 yenilebilir di . Belkide Sivas'ı o gücüde yok orasıda ayrı . Hafta sonu son 30 dakikasını seyrettiğim Konya maçındada Sivas pek şampiyonluğu alabilecek baskı ve hırsta futbol oynar görünmüyordu . Doğrusu bu haftasonu oynayacakları Trabzon maçında ben sanki Trabzon'un Sivas'ı yeneceğini düşünüyorum.
Yine Finalde ! Bakalım bu defa olacaklar mı ?
Fenerbahçe böyle berbat bir sezonda en sonunda kupada finale kaldı . Büyük olasılıkla BJK ile birkaç yıl öncesinin rövanşını oynayacak . Bakalım sonu neler olacak . Kupayı alabilir görünmüyor ama BJK karşısına farklı bir istek ve motivasyonla çıkabileceklerini düşünmekte mümkün ! Bekleyip göreceğiz .

Sivasspor : 0 Fenerbahçe : 0

STAT: 4 Eylül
HAKEMLER: Mustafa Kamil Abitoğlu, Muhittin Gürses, Gökhan Memişoğlu
SİVASSPOR: Petkoviç, Abdurrahman, Bilica, Diallo, Hayrettin, Sylla(Tum dk. 43), Sezer, İbrahim, Murat Erdoğan(Sergio dk. 69), Kamanan(Balili dk. 60), Mehmet Yıldız
YEDEKLER: Akın, Faruk, Mohammed Ali, Murat Sözgelmez
TEKNİK DİREKTÖR: Bülent Uygun
FENERBAHÇE: Volkan Babacan, Ali Bilgin, Önder, Yasin, Roberto Carlos, Gökhan Emreciksin(Kazım dk. 71), Selçuk, Deniz, Vederson, Deivid(İlhan dk. 79), Güiza(Burak 90+1)
YEDEKLER: Mert, Josico, Can, Gürhan
TEKNİK DİREKTÖR: Luis Aragones
SARI KART: Kazım (Fenerbahçe)

20 Nisan 2009 Pazartesi

Fenerbahçe için lig BİTMİŞTİR !

Son umutta tükendi !
İki takım berabere kalıyor . Fenerbahçe alasını yapıp hiçbir varlık gösteremeden Ankaraspor'a yeniliyor . Oyuncular taraftarlara " Siz çok iyimsersiniz ama bizim takadimiz yok , daha doğrusu bizim kapasitemiz yok , boşuna bizi sevdiniz , sizi hayal kırıklığına uğratıyoruz , ama hakikatten bizde bir numara yok . Gerçek bu ! " mesajını NET olarak verdiler .
Artık daha fazla söze ve yoruma gerek yok bu takım için ! Yapabileceklerinin en iyisinin bukadar olduğu ortada . Yönetimin Lorant'lı, Oğuz Çetin'li , Tamer Güney'li sezona dönen ve şerefli bir ALTINCILIK mücadelesi yapacak bu takım ve durum için adam gibi şapkasını önüne alıp , cezalara , federasyona veya herhangi bir bahaneye sarılmadan , doğru düzgün bir analiz ve çözümleme yapıp , önümüzdeki yılı değil , yılları planlaması ve Türkiyede geçtiğimiz yıllarda ortaya çıkan bu potansiyel FENERBAHÇE ENERJİSİNİ heba etmeden doğru yöne kanalize etmesi gerekiyor , gerekirse bunun içinde yaklaşımlardan birninin kendi iplerini çekmekte olmalı ...
Futbolculara gelince ...
Aragonnes bir batılı , bir profosyonel , o takımını çalıştırıp , milyonlarca dolarlık kontratlara sahip ve herbiri neredeyse ulusal takımlarının oyunculuklarını yapmış adamlara taktikleri verip sahaya çıkarıp sonrasında onlardan bu sorumluluklarını yerine getirmelerini beklemesi kadar doğal birşey olmaz . Ama gerek Türk mentalitesine sahip gerekse de Güney Amerika kökenlerindeki yumuşaklığın bizlerin menatalitesi ile yoğrulmasıyla oluşan futbolcu kimsyasının karışımında ortaya çıkan protatip futbolcular , bitmişliğin temsilinden öteye geçemiyor .
Bakınız kısa kısa yüksek sesle isimleri telaffuz edelim .
Önce HIRSLA VE AZİMLE ÇALIŞIP FORMA BEKLEDİKLERİNİ SANDIĞIMIZ MEDARI İFTARIMIZ YEDEKLERİMİZ !
Ali Bilgin : BİTİK - İlhan Parlak : BİTİK - Gökhan Emreciksin : BİTİK - Kazım : DOĞUŞTAN BİTİK - Gürhan , Can Arat ve Burak : ESAMELERİ OKUNMUYOR TAMAMEN BİTİKLER .
Yasin - Önder - Selçuk - Uğur : KAPASİTE BUKADAR
Deivid - Emre - Güzia : BİTİK !
Lugano , Semih , Volkan : CEZALI ( ama aynı zamanda psikolojik sorunları olan oyuncular )
Edu : SAKAT ( farketmiyor )
Moldanado : ESAMESİ OKUNMUYOR
Josico : VARLIĞI ve YOLUĞU FARKETMEZ !
ALEX : SAKAT
SONUÇ: ALEX SAKAT = FENERBAHÇE YOK ! GERİSİ BOŞ !
NET Sonuç : Alex hariç diğer tüm oyuncuların Fenerbahçe için vazgeçilmezlikleri asla sözkonusu DEĞİL !
Düşünsenize aylarca FENERBAHÇE gibi bir takımda yedek bekliyorsun , cezalı ve sakatlarla bir anda genç oyunculara şans geliyor . Adamların sahdaki hallerine bakınız : Ne hırs, ne enerji , ne motivasyon , ne güç , ne istek ! HİÇBİRŞEY YOK! Ki atılacak bir golle şampiyonluk potasına gireceksin! AMA YOK !
Hepsi bu daha fazla söze gerek yok !
Taraftar son ana kadar yüreğini ortaya koyuyor umutvar olabiliyor , iyimserliğini kaybetmiyor , destekliyor ama karşılığı ne ? BİR HİÇ !
Şu unutulmasın ki O eski taraftardan artık eser yok , zaten taraftardan müşteriye bir evrim süreci yaşıyoruz . Ama unutmayınız ki ikisi arasında çok büyük bir fark vardır . O da müşteriye kötü mal ve hizmet sunarsanız SİNEK AVLARSINIZ ve o saatten sonrada diğerlerini dışladığınız için çok AĞLARSINIZ !
Umarım güzel ve güneşli bir gelecek olur önümüzdeki günler FENERBAHÇE için !
Şeref
20 Nisan 2009
F.D - İstanbul



28 . Hafta
Ankaraspor : 1 Fenerbahçe : 0

STAT: Yenikent ASAŞ
HAKEMLER: Suat Arslanboğa, Baki Tuncay Akkın, Volkan Narinç
ANKARASPOR: Senecky, Ömer Aysan, Erhan, Ediz, Baki, Mehmet Çakır, Hürriyet, Adem, Bilal(Theo dk. 54), Neca(Mehmet Özdemir dk. 68), Murat Tosun(Konate dk. 86 )
YEDEKLER: Ramazan Kurşunlu, Ramazan Kahya, Anıl, Volkan Altınsoy
TEKNİK DİREKTÖR: Aykut Kocaman

FENERBAHÇE: Volkan Babacan, Ali Bilgin, Önder, Yasin, Roberto Carlos, Kazım(Gökhan Emreciksin dk. 58), Selçuk, Emre, Uğur Boral(Vederson dk. 58), Deivid(İlhan dk. 79), Guiza.
YEDEKLER: Mert, Josico, Can, Deniz
TEKNİK DİREKTÖR: Luis Aragones
GOL: Mehmet Çakır (dk. 74)
SARI KARTLAR: Senecky (Ankaraspor), Yasin (Fenerbahçe)

Sporcuların Örnek Olabilecek Dayanışması

Müthiş dayanışma

45. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu dünkü Antalya-Alanya etabıyla sona erdi. Turun birinciliğini İngiltere'nin Barloworld Bianchi Kulübü'nden Dary Impey kazandı. Darly Impey, bitişe sadece 200 metre kala bir başka sporcunun bisikletini çekmesi üzerine düştü. Kan içinde kalan Darly Impey yerinden kalkamadı.

İşte gerçek takım ruhu bu
Etabı bitiremediği takdirde birinciliği kaybedecek olan Darly Impey'in yardımına takım arkadaşları yetişti. Arkadaşları, Darly Impey'in bisikletini iterek finişe girmesini sağladı. Darly Impey hastaneye kaldırılınca kupasını ve birincilik ödülünü takım arkadaşları aldı. Tören sırasında arkadaşları Darly Impey'in sarı mayosuyla kürsüye çıktı.

( Basından alıntılanmıştır.)

16 Nisan 2009 Perşembe

Şampiyonlar Liginde yine aynı senaryo : 3 İngiliz 1 İspanyol Yarıfinalde

Şampiyonlar liginde yine klasik senaryo bu senede sahnede . 3 İngiliz ( M.United , Chelsea, Arsenal ) ve 1 İspanyol ( Barcelona) yarı finale kaldılar .
Bu tablo son yıllarda artık klasik hale geldi . Dolayısı ile bu turnuva için heleki bizim ülkemizde hayal kurarken biraz usturuplu olmakta fayda var . Eğer önümüzdeki yıllarda buraya bir takım kim sokarsa soksun ( Almanlar ,Fransızlar , Hollandalılar , Ruslar , İtalyanlar veya TÜRKLER) çok büyük bir başarı elde etmiş olacaklardır . Buna göre ligi değerlendirmekte fayda var . Bizim en büyük hedefimiz eğer olabilirse her sene bir takımımızı en çeyrekfinale çıkarmak olmalıdır . Sonra yarıfinale göz dikeceğiz. Eğer İngilizler izin verirse tabi .
( Aşağıda son beş yılın Şampiyonlar Ligi yarıfinalistlerinin dağılımı görülmektedir . 5 Yıldaki 20 takımın dağılımı bu ligin aldığı hali gözler önüne kolaylıkla serecektir . 20 Takım dağılımı : 12 İngiliz - Manu, Chelsea, Arsenal , Liverpool - , 4 İspanyol - 3 Barcelona 1 Villereal - , 3 İtalyan - Milan- , 1 Hollanda -PSV- )
Son dörde gelince .
Barca - Chelsea : Barcelona özellikle Messi2nin bu yılki olağanüstü çıkışıyla hem liginin sürklase derken hem Avrupa'da hem Dünya'da büyük sükse yapıyor ama şimdi esas kendilerini kanıtlama maçı geldi çattı , bakalım bu Premier Lig üçlüsünden sıyrılıp kupayı alabilecekmi ? Messi ne yapacak ? Hep birlikte gerçek bir futbol ziyafetine hazır olmamız gerekiyor . Ben bu maça tahmin olarak yorum yapmakta zorlanıyorum . 3 ihtimalli bir tur olarak görüyorum . Barca için Messi ve takım oyununu ve etkili top tekniklerini ve uyumlarını avantaj olarak görüyorum . Chelsea içinde Hiddink'i ve Drogba'nın yeniden futbola dönüş iştahını ve Anelka faktörünü öne çıkarıyorum . Bakalım göreceğiz , ama çok zevk alacağımız kesin .
Manu- Arsenal : Topçular Villareal'i elerken zorlanmadı ama Ama Manu , Porto'yu zor geçti . Ronaldo ve Sir Ferguson Manu'nun en büyük kozları . Rooney'e de dikkat etmek gerek . Genç Kadrosu ile Wenger ve ekibi bilmem bu yıl şeytanın bacağını kırarmı bilemiyorum . Gönlüm Arsenal'den yana ama işlerini biraz mucize olarak görüyorum mantığıma göre . Manu favori . Klasik Premier Lig maçları olacak . Bunlar burada kapışırken Liverpool acaba çok özlemle istediği lig şampiyonluğunu bu vesileyle alabilir mi ? Kimbilir bakıp göreceğiz .

SON 5 YILIN ŞAMPİYONLAR LİGİ YARIFİNAL VE FİNAL SERİLERİ TABLOSU

2008-2009 Yarı finalistler ( 3 İngiliz 1 İspanyol )
Chelsea Eng - Barcelona Esp
Manchester United Eng - Arsenal Eng

2007-08 Yarı finalistler ( 3 İngiliz 1 İspanyol )
Semi-Finals (Apr 22 and Apr 30)
Liverpool Eng - Chelsea Eng
FC Barcelona Esp - Manchester United Eng

Final (May 21, Moskva)
Manchester United Eng Chelsea Eng 1-1 6-5 penaltılar


2006-07 Yarı finalistler (3 İngiliz 1 İtalyan )
Semi-Finals (Apr 24 and May 2)
Chelsea Eng - Liverpool Eng
Manchester United Eng - Milan AC Ita

Final (May 23, Athinai, Olympic Stadium)
Milan AC Ita Liverpool Eng 2-1

2005-06 Yarı finalistler ( 2 İspanyol , 1 İngiliz , 1 İtalyan )
Semi-Finals (Apr 18 and 26)
Arsenal Eng - Villarreal CF Esp
Milan AC Ita - FC Barcelona Esp

Final (May 17) (Stade de France, )
FC Barcelona Esp - Arsenal Eng 2-1

2004-05 Yarı finalistler ( 2 İngiliz , 1 İtalyan , 1 Hollandalı )
Semi-Finals (Apr 26 and May 4)
Chelsea Eng Liverpool Eng
Milan Ita PSV (Eindhoven)

Final (May 25, Atatürk Oly.stad.Istanbul)
Liverpool Eng - Milan Ita : 3-3 3-2p



Şeref SOLMAZER
16 Nisan 2009
FD- İstanbul