2 Haziran 2009 Salı

Lig Bitti: Şampiyon Beşiktaş J.K ( Genel bir değerlendirme )

Evet geldik sona , bir sezon daha geride kaldı . B.J.K gerçekten çok şanslı bir sezonu geride bırakarak ilk yarısını 6 pauan geride tamamladığı ligi en yakın rakibinin 5 puan önünde lider tamamladı ve Şampiyon oldu .
Denizli ve Ernst faktörü BJK'yi şampiyon yaptı .
Mustafa Denizli'nin kişisel ağırlığı , karizması ve ülkedeki saygın kimliği BJK'deki çalkantıların üzerine bir set oluşturdu . Takım sınırlı kapasitesi ve kadrodaki zafiyetleri ile kör topal ilerleyerek devre arasına 6. sırada girdi . İşte bu transfer döneminde Alman futbolcu Ernst ve Yusuf'un transferleri ile takımın en zafiyetli iki bölgesine önemli transferler yapılmış oldu . Ernst her nekadar müthiş bir futbolcu olmasada görev bilinci ve disiplini ile ön liberodaki açığı hemen kapattı , hatta onun bu katkısı Sivok ve sonlara doğru Cisse'nin performansını da arttırdı . Bu durum BJK'nin savunma zafiyetlerine bir set ördü , ortasahanın daha güçlü ve dinamik olmasını sağladı . Yusuf transferi önceleri çok tartışıldı . Doğrusu ben de pek manidar bulmuştum . Ama Mustafa Denizli' nin tarzını özümserseniz bu transferin anlamını kavrarsınız . Denizli güvendiği özelliklede hücüm özellikleri yüksek oyuncuları ayrı bir önemle , titizlikle seçer ve onlara sonuna kadar güvenir . Yusuf'ta bu güveni boşa çıkarmadı . Tüm eleştirilerin aksine bence takıma çok kritik skor anlamında önemli katkılar yaptı . Özellikle çok eşletirilen Delgado'ya bir alternatif ve sakatlığında eksikliğini giderme anlamında da katkı sağladı .
Diğer takımların ikramını B.J.K iyi değerlendirdi
FB ve GS bu sezon şampiyonluktan uzaklaşmak ve şampiyon olmamak için adeta ellerinden ne geldiyse yaptılar ve bu konudada son haftaya kadar birbirlerine müthiş rakip oldular . Son hafta ikiside bu istikrar (!) yüzünden iki şampiyonluk adayını aynı skorlarla yendiler . G.S ve F.B'nin bunca uzun zaman önce aynı anda ligden kopmaları BKJ 'yi ekstradan motive etti ve kolayca şampiyon olmalarını sağladı . BJK hertürlü yoruma rağmen kutluyoruz . Umarız önümüzdeki yıl ŞL'de ülkemizi başarı ile temsil eder .
Beşiktaş'ta bu sene başarılı bulduğum oyuncular : Genelde öne çok çıkan bir oyuncu yerine tüm takımın genel bir çizgi yakaladığını ve birbirlerine yakın bir performans sergilediklerini söylemek doğru olacaktır . Ernst, Sivok , Gökhan Zan, Rüştü , Tello bence biraz öne çıkıyorlar . Bobo içinde bunca yıl sonra bu sezon kedi olalı bir fare yakaladı denilebilir .
Sivasspor : Bülent Uygun & Odyakmaz Co.
Bu ikili kendi arasında ki uyumları ile takımı son haftaya kadar ligde şampiyonluk yarışında tutmaya çalıştılar ama açıkçası yukarıda değindiğimiz iki takımın başarısızlıkları Sivasspor'un bu konumda ligi bitirmesini sağladı . Ki Sivasspor'un çok önemli bir fikstüre rağmen bu psikolojik durumu kaldırmadığı , ligde şampiyonluğa oynamanın nasıl önemli bir tecrübe olduğunu kanıtladığını düşünüyorum . Bülent Uygun belki iyi bir motive edici ve psikolojik faktör olabilir ama , şampiyonluğa uynayan bir takımın hocası olmanın nasıl zor bir görev olduğunu bunu başaramayarak kanıtladı bence . Uygun'un bu süreci iyi yönetemediğini düşünüyorum . Çıkışları ve kendince pek olgun gördüğü tavırlarının altında aslına başka bir gerçeğin yattığı ortaya çıkmıştır . "Olduğun gibi görünmekle , göründüğün gibi ol gerçeği gibi çok net birşeyin ."
Yinede tüm bunlara karşın son 90 dakikaya kadar şampiyonluğu kovalamaları ve ligi ikinci bitirmeleri çok büyük bir başarıdır ve kutlamak gerekir . Umarız Ş.L'de gruplara kalabilirler . Yada en kötü UEFA Avrupa ligine katılabilirler ( ki bu sene statüler değişti öyle bir katılım hakkı var mı doğrusu bilemiyorum .)
Sivasspor da bu yıl en göze batan oyuncular : Başta Blica olmak üzeri , İbrahim Dağaşan , Sezer oldu . Tum , Kamanan , Musa gibi oyuncularda performanslarını yükselttiler . Mehmet Yıldız , Sedat , Hayrettin , Petkoviç ve Balili'de standart perforansları ile başarıya katkı yaptılar .
Trabzonspor : Bir klasiğe doğru gidiyor
Ersun Yanal ve 20 üzeri transfer ile sezona başladılar diğer takımların başarısızlıkları ile bir anda kendilerini ligin zirvesinde buldular . İkinci yarı diğer takımların toparlanması ile düşüş yaşadılar , ama beklentilerinin üzerindeki başarı sonlara doğru düşüşle beraber başarısızlık boyutu olarak göründü ve bu durum Ersun Yanal'ın haksız yere eleştirilmesini ve başarısız gösterilemesi ile sonuçlandı ve Yanal yine bir klasiğe imza atarak sezon tamamlanmadan takımdan ayrılmak durumunda kaldı . Yardımcı antrenörle başarılı bir son beş maç oynadılar ve son haftaya kadar şampiyonluk ve Şampiyonlar Ligini kovaladılar . Ama maalesef yine Fenerbahçe'ye takıldılar ya da Fenerbahçe yine çelmeyi taktı ve Şampiyonlar Ligide kaçtı .
Trabzonspor'da bu sezon dikkat çeken oyuncular : Bence yılın en dikkat çeken oyuncusu Umut Bulut'tu , Egemen , Ceyhun, Cale ve uzun zamandır kalesinde sıkıntı çeken takım için Sylla 'da başarılı oldular diyebiliriz . Gökhan Ünal'ın gerçek performansının bu olduğu ve vasat bir forvet olduğunu gördük .
Fenerbahçe
Fenerbahçe bu sezonun en büyük hayal kırıklığıydı , tüm büyük beklentiler rağmen hiçbir başarı elde edemediler ve ligi ancak 4. bitirip UEFA Avrupa Ligine katılma şansı elde etti . Aragonnes ve Güiza , Emre Belezoğlu gibi isimler hiçbir varlık gösteremeyerek bu sezounun kaybedilmesinde önemli etken oldular . Yönetimin'de sezon başındaki yaklaşımı ve transfer politikası ve bir önceki sezonun özellikle Avrupa'daki başarısının belli ki verdiği rehavet bu sezonun kaybedilmesinde önemli faktörlerin bir başkasıydı . En başarılı oyuncu ikinci yarıdaki performansı ile Kaleci Volkan Demirel , istikrarı ile Gökhan Gönül ve Lugano idi . Diğer tüm oyuncular vasat , vasatın altı ve berbat kategorileri ile bu senenin bu halde bitmesine katkı sağladılar . Güiza'nın aldığı para ve verdiği katkı yılın en büyük fiyaskosu oldu . Ama ben kişisel olarak önümüzdeki yıl Güiza'nın daha etkili olacağına inanıyorum .
Galatasaray
Bence G.S en büyük yanlışı teknik direktör seçimiyle yaptı . Skibbe'nin tercihi ve Alman ekolü ısrarı GS'de de bu sezonun kaybedilmesinde etken oldu . Özellikle geçen yıl kovulan Feldkamp'ın sportif direktörlüğü şaka gibiydi . Lincoln krizide takımın iyi yönetilmediği , bazı futbolcu kontratlarının bu ülkede nasıl yapıldığını , herşeyin futbolcu insiyatifine nasıl bırakıldığını , yabancı ve yerli futbolcular arasındaki standart farklılıklarını göstermesi açısındanda Lincoln örneği altında net olarak görüldü . Bu gelgitler ve Skibbe' nin başarısızılıkları takımın Bülent Kormaz'a emanet edilmesi, Uefa kupasında ki 2-0'dan elenmeleri Kormaz'a olan güvenide aldı götürdü ve G.S ligi FB'nin de gerisinde ancak 5. bitirebildi . Yılın dikkat çeken üç başarılı futbolcusu vardı GS'de başta Baroş ve Arda olmak üzere , büyük transfer ve büyük futbolcu olduğuna inandığım H. Kweell ... Özellikle Kweell bu ülke sporseverlerinin dikkatle izlemesi gereken bir yıldız . Ben genel mizacını biraz Van Hooijdonk'a benzettim , yani herkes tarafından sevilen , saygı duyulan , sahada asla çirkef olmayan ve görev bilinciyle oynayan bir oyuncu olarak ...
Gelecek sezon Avrupa'da ülkemizi temsil edecek tüm takımlarımıza şimdiden başarılar diliyoruz.
Şeref Solmazer
(F.D) İstanbul - 2 Haziran 2009

Hiç yorum yok: