2 Kasım 2008 Pazar

Hoşgeldin Geçmiş

Eskişehirspor maçını izlemedim. Maça ilişkin birşey yazmayacağım. Ancak FB nin yönetilme tarzı, "takım" olgusu üzerine yapılan tespitlerin ne kadar sağlıksız olduğu ve takımın nasıl bir çıkmaza sokulduğu konusunda bıkmadan usanmadan birşeyler söylemek, haykırmak, isyan etmek gerekiyor.

Son hafta Denizli' de bırakılan şampiyonluktan sonra, hayata geçirilen tek karar Daum' un gönderilmesi oldu. Aziz Yıldırım' ın istifası geri gelmesi veya diğer detaylar değişmedi. Daum gitti. 81 puanla alınan ikinciliğin faturası takımımızda 3. yılını dolduran Dauma kesildi. Ve bilindiği üzere apar topar Zico getirildi.

Bu kararı o zaman da eleştirmiştim bugün de yanlış karar olduğunu düşünüyorum. Bu tür şoklara karşı verilen refleksleri değiştiremediği için FB kimyasını değiştiremiyor çünkü. O gün alınacak bir Daum ile devam kararı, iyi kadro, iyi teknik yönetim istikrarını sağlamada çok önemli bir adım olabilirdi. Hatta o şoka rağmen planlanan yolda devam etmek FB adına çok önemli değişikliklerin başlangıcı da olabilirdi. Şampiyon olmayan bir hoca ile yollarını ayırmamak, gelişmelere anlık değil orta ve uzun vadeli reaksiyonlar göstermek açısından o gün o kararı alabilmek çok önemli idir. Ama olmadı. Ve Zico getirildi.

Zico ile iki sene çalıştı takım. Başlarda sistemi bir türlü bulamasa da genel olarak Zico başarılı oldu. Üstelik Daum dönemine kıyasla çok daha kötü bir kadro ile başardı bunu. Ve FB tarihinin en büyük Avrupa başarısı geldi. Ama bu bile ligde ulaşılan ikinciliğin faturasının Zico' ya çıkarılmasını engellemedi. Topu topu 13 kişilik bir kadro ile hem şampiyonlar liginde çeyrek final oynayıp hem de ligi ikinci bitirmek başarı değildi. Aziz Yıldırım' ın ifadesi ile yürüye yürüye şampiyon olurdu bu takım. Zico başaramamıştı.

Yönetsel skandallar sadece teknik direktörler ile sınırlı değil. Özellikle bu yılın başındaki transfer politikası, 10 yıl öncesinin bile transfer politikalarını aratacak kadar kötü. İşlevsel olmayan gündem yaratmaya yönelik Emre transferi gibi. Kezman' ın yerine çok da fark yaratmayacağı belli olan Guiza transferi. Ve en kötüsü Marco' nun gidişi tabi.

FB oyun sisteminin en temel zaafı, oyunu rakip alana yıkabilecek düzeyde kanat ve orta saha oyuncularından mahrum olmasıdır. Geçen sene ligde kaybedilen puanların sebebi budur bence. Rıdvan' ın saçmaladığı gibi lige önem vermemek ya da motivasyonsuzluk değil. Türkiye liginin FB nin oyun tarzına uygun olmamasından kaynaklanan puan kayıpları yaşadık. FB çoğu kez oyunu kendi sahasında ya da orta sahada oynayarak ve az sayıda ancak kaliteli hücum yaparak, özellikle alex deivid ve semih sayesinde, sonuç almaya çalıştı. Bu Avrupada ve içerdeki büyük maçlarda çok işe yaradı. Bir pas takımıydı FB ancak asla ve asla bir pres takımına dönemedi. Sorun buyken Marco' nun gönderilmesi ve Deivid' in de sakatlanması ile oyunu iki yönlü oynayabilen iki önemli oyuncunun kaybedilmesi, FB nin kaçınılmaz sonunu hazırladı. Bitirelemeyen kötü hücumlar ve savunmadan çıkamamak.

FB artık sıradan bir takımdır. Türkiye Ligi' ni ilk 5 te bitirmesi bu kadro için başarıdır. Şampiyonlar liginde grupta sonuncu olacağımız aşikar bence. FB için kaybedilmiş bir sezondan öte, son 5 yılın Daum ve Zico sayesinde edinilen bütün kazanımları da bence yitirilmiştir.

Kısaca hoşgeldin geçmiş demenin vaktidir.

Serhat..

1 yorum:

Aylak Adam dedi ki...

Genel anlamda yazdıklarına katılıyorum . Ama Marco oyunu iki yönlü çok iyi oynarmıydı bir ona takıldım . Birde nekadar kötümser olalım . Aragonnes'le de devre arasına sağ salim uzanıp birkaç kaliteli transferle bu ligde ikinci yarı birşeyler olamaz mı .
Bence en kritik maçlar . GS ve BJK ile oynanacaklar , ikisinide kaznırsa ki bu biraz zor açıkçası , ozaman bu devre arasına sağ salim çıkabiliriz .

Bakalım görelim .